Ergen bir tay misali gezdim de yılkı yılkı
Dağlar benim olsa da anladım ki iş değil
Yüreğimde kızıl köz, dudakta hüzzam şarkı
Hakikate yol aldım; hayal değil, düş değil!
Ne hakikatler gördüm; yalan yalan içinde
Kıskacını biliyor, akrep yılan içinde
Kundaklanmış vicdanlar, yürek talan içinde
Gövde ayağı taşır, başlar eski baş değil!
Başlar eğik, el pençe divan durur tirana
Kem gözlerle bakılır hak yolunda durana
Alev sarmış âlemi, gönül bağı virane
Canı yakan kül oldu, kor değil, ateş değil!
Ateş, ateşe düşmüş, kıvranır can havliyle
Evli bekâr evinde, bekârlarsa evliyle
“Allah’ın emri ile peygamberin kavliyle”
Yaren aramalı can, yatağına eş değil!
Yatağa düşmüş âdem, ecel teri döküyor
Artık terziler kendi söküğünü dikiyor
Gözler farklı bakıyor, gözler başka akıyor
Yanağına damlayan pişmanlıktır, yaş değil!
Pişmanlıklar, Firavun tarzı, imanı yeis
Mana yitmiş manada, maddede yoktur beis
At diye yutturuyor karakaçanı seyis
İzler karmakarışık, bu gidiş gidiş değil!
Akıl karmakarışık, yüreği sarmış illet
Bozulmuş insanlığın nabzını ölçen alet.
Sarayda açlık ile imtihanda adalet
Sofralarda hak yenir, ekmek değil, aş değil!
Ekmek, aslanağzında, aslan çakala esir
Yüreksize, yürekten tek katre etmez tesir
Avuçlar göğe açık, dillerde “Rabbi Yessir”
“Kun feye kun” u bilen için umut boş değil!
Kayıt Tarihi : 4.11.2014 11:55:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Şiirin güzelliğindeki kalemin ustalığını kutluyorum
tüm yüreğimle
TÜM YORUMLAR (1)