Kaldırım taşları arasında
Açmış bir papatya
Hatırlattı onun kokusunu
Aklımda, taç yapmıştım ona
Kalktım aldım o gömleği
Uçsuz bucaksız bir sahra
Güneşten kavruluyor her yer
Ansızın sahnelenen bi vaha
Serapmış görülen gölgeler
Can yakan bir çöl çiçeği
Yorgun ırmak kenarında
Yosun tutmuş bir küçük taş
Kendisine çarpar her dalgaya
Kapılıp gitmiş o küçük taş
Saplanmış çamurlar içine
Bir siyah perde karşısında
Ayrı kaldı kirpiklerim
Gözüm biraz yaşarsada
Ağlamıyorum eminim
Bakıyor geçmişine doğru
Koridordan gelen tıkırtı
Kulaklarda yankı yapan
Gözler hep ona takıldı
İnce topuklu güzel bayan
Omuzunda saçları
Gökyüzünde bir bulutta gördüm seni
Rüzgar esti dağıldın aniden
Sokaktaki bir ağaca sordum seni
Daha sık görürlermiş eskiden
Kaldırımların çizgisine basmadan
Kanımda yükselen şeytan vesvesesi
Küvetimden gelen aşk iniltisi
Çağırıyordu beni kaf dağına
Ahh! Şeytanın habercisi
Kavuşmuş tenler sıcak bedenler
Terkedilmiş viranenin
Araladım kapısını
Karşımda tozlu bir ayna
Sordum ona
Neden yıldızlar gibi yalnız
Can vermiyor bana üzerimdeki sardunyalar
Yanımda kıvrılmış yatan çatal dilli bir yılan var
Sağımda cennet var solumda cehennem çukurları
Göndermiyor beni, sürekli soruyor sorgu memurları
Giyindiğim beyaz takım sanırım biraz tozlanmış
Yönümü belirlerken baktığım
Pusulada, adının baş harfi
Götürdü beni soğuk kıtâlara
Buzullara çarptım kendimi
Bu rıhtımda ruhsuz her şey
Üzerinde ölü toprağı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!