Sen, takvim yaprağı gibi
Bir günlük aşkların kadınımısın?
Hangi ay, hangi günüm
Sensiz kaçıncı doğum günüm
Mutsuzum hala
Farkındamısın?
Sen benim bugüne geçmişten getirdiğim
Saf, temiz, beyaz ve güvenipde sözüne
Yemin bile ettirmediğim sonuna dek gitmeye.
Belki sadece ölüm korku verirdi bize
Olur ya göçmek birden doymadan sevgimize
Kader serivermiş hani mutluluğu önümüze
Hissedersin ya her adımda uzaklaştığını ondan
Kahretsinki o adımlar atılmadan olmuyor
Güneşi kapatsalar; ışık yetermi dersin?
Gecelerde uyunmazsa sabahlar hiç olmuyor.
Sabret gülüm sabret derken
Sabırlarımı tükettim bir bir senin yolunda
Bilmezmiş gibi beklemek ne zor bir illet
Yalanlar söyledim sana tatlı tatlı; Beni affet
Uyuturken gözlerimi sahillerden uzaklarda
Rüyalarımda bile sen, yaşanabilenden farklısın
Zamanı tükettim
Biliyorum artık zamanıdır gitmenin;
Gözlerimde hatıran elleride sıcaklığın
Tenimde kokunu götürebilseydim keşke;
Ve keşke diyeceğim ne varsa alabilseydim yanıma senden
Bir izmarit, üzerinde dudak izlerin olan
Dayanamadın gülüm
Direnemedin.
Kader yıkarken düşlerini
Ona dur diyemedin,
Neden?
Yoksa benmiydim seni böylesine kahreden.
Günler nekadar kısa sığmıyorum içime
Mutluluklar çok ya hani bir güne sığmıyorum
Birikmişki içimde yılların özlemleri
Bir ümit misali doğmayı bekliyorum.
Delimiyim reddedeyim ihtiyacım varken seni
Ben sonbaharı yaşıyorken ve dallarım sararmış
Gönlüm yıllar geçmişte eksiklerle yaşamış
Neyleyim ki yarimin Yeşil gözleri varmış.
Çocuk gibi olmuşum koşmadan yürüyemem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!