Madra çayı denize dökülür.
Poyraz fırtınaya dönüşür.
Balık,zeytin sofrada görülür.
Dikili tatili anılara dönüşür.
Lodosla çarpıştı poyraz.
Hüsran hayatımın kaderimi olmalıydı
Çocukluğum güzel hatıralarla dolmalıydı
Gençliğim isyanla sormalıydı
Benim hayatım bu olmamalıydı
Şans dedikleri nasıl bir şeydi
Gelme üstüme ne olur, ayrılık.
Girme içimin derinliklerine artık.
Senden çektiğim acıyla,hıçkırık.
Delme ruhumun derinlikleri yanık
Biz birbirimiz, ayıranlardan bıktık.
Seni sevmeyi,kaderim sandım.
Senin,güzelliğine aldandım.
Beni üzmeni,nazın sandım.
Yazık oldu,beklediğim günlere.
Seni sevmeyi,hedefim saydım.
Gözlerinin dili olsa bile.
Anlatılmaz o an sözle.
Gözyaşlarını sile sile.
Ayrıldık aşkımızı özle.
Güllerinin dikeni olsa bile.
Nasıl oldu bilemeden.
Seni gördüm esir oldum.
Anlamadım geldi birden.
Gözlerinde kayboldum.
Nedir bu senle gelen.
Seni sevmek,farklı bir şeydi.
Sence sevilmek,ayrı bir keyifti.
Seni hissetmek, apayrı bir histi.
Yaşanan bu aşk bitti ama güzeldi.
Seni sevmek, farklı bir sevgiydi.
Gelmedin bana dönmedin.
Beni yalnızlığa terkettin.
Bu kadar mı vefasız sevgin.
Bilmedin sen nasıl sevildin.
Aşkımız bunları haketmedin.
Dolaştım Karşıyaka sokaklarında.
Buldum kendimi anıların kucağında.
Eski bir sevgiliyi sorduğumda.
Adresi dediler Kokluca kabristanında.
Yanaştım Karşıyaka rıhtımına.
Kalbim kafesinden kurtuldu.
İçim üzüntünden buruktu.
Meğer seni sevmek esaretmiş.
Oh,özgürlük ne kadar güzelmiş.
Derdim dertlerden büyüktü.
Kabiliyet arzeden özelliğimin denemelerini şiirlerimle ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Eğitimim sırasında edebiyat hocalarım bu konuda sadece yazdıklarıma not vermemekle yetindiler Benim bunları yazamayacağımı belirttiler Hatta bir yarışmada birinci olduktan sonra bu yaşta bu çocuk bunu yazamaz diye İ ...