Kabil kardeşi unuttu
Kullar mahşeri unuttu
Bahar güneşi unuttu
Ben seni hiç unutmadım
Mecnun leylayı unuttu
Vasiyet
Ömrüm geçti keder yasta
Gönül yorgun yürek hasta
Gülmedim ben bu hayatta
Vasiyetim sana gardaş
Çoşkun ırmaktan akan sel
Karlı dağlardan esen yel
Saçlarından kopan tel
Vurur yüreğime vurur
Bülbülü susmuş dertli gül
Küsmüş olmalı geceye ay
Yıldızlar da parlamıyor bugün
Uzaklardan bir ıslık
Ve çıngırak sesleri koyunların
Zifiri karanlığa inat
Sevdanın ışığı parlamakta
Yarım bir cigarayı atar gibi
Attın beni yere tüttüm kendime
Kanayan yaraya tuz basar gibi
Yaktın beni yandım kendi kendime
Vay ki bana kime gönül vermişim
Kaç zaman oldu saymadım sayamam
Yanıyor bu canım hani bir yanım
Dökülüyor baharda yapraklarım
Yanıyor bu canım hani bir yanım
Hayat kavgasında yenildim anne
Senden sonrasını yaşamadım say
Kurtlar sofrasında bölündüm anne
Senden sonrasını yaşamadım say
Sendin dert ortağım tuttuğum dalım
Geceye mahkum ay gibi
Kışı bitmeyen dağ gibi
Üzümü acı bağ gibi
Yaşıyorum öylesine
Hüküm giymiş mahkum gibi
Yıkık viraneyim
Gözlerimden aktı yaş yerine kan
Bunca çilelere dayanmıyor can
Zerrece görünmez gözüme cihan
Yıkık viraneyim ne var elde kalan
Yorgun
Bakakaldım sen giderken ardından
Koşamadım sana dizlerim yorgun
Gitmez gayrı deli sevdan serimden
Dayanmaz bu hasrete gönül yorgun




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!