İçtiğin çaya,
sigaraya,
ve olanaksız tanrıya mahçupsun...
yeniden diyerek önüne düşen sıkıntılarına
ufaktan ufaktan
yavaş yavaş kendine
uzun uzun, ama dar
kafiyeli seyreltiler; dün akşam ne yedim?
ağrım;
yerli yersiz ben nerdeyim?
düşündükçe acıkıyor
acıktıkça
uzaklarda bir havuz
havuzun dibinde bir anı
anının kimliği sorulmuyor
bu zaman mı?
tanrı kızacak bize...
bir genç uzun uzun yürüdü yolları
yolları seviyordu
bir ağaca yaklaştırdı adımları onu
büyük bir ağaç bu...
bir damla yapraktan habersiz
süzülerek düştü gencin alnına
karayolları,adı geçen insanlar
karşı yönden gelen araç
yanımda oturan yaşlı adam
mırıldanan çocuk
ve nikotinle çalışan bir şöför
kocaman bir dönüş..
veriliş tarihi ritmik bir sayı gibi
dokunaklı bir sual dokundu bana
dağınık bir bakış küfretti
sustuk....
tırnaklarım kesilmek
Herkes gibi,ekmeğin sıcak olanını seçip,
şemsiyesiz çıkmasam yağmura,
küfretsem karanlığa,aydınlığa öykünsem sonra
mazeretim olsa daima...
otobüslerde koltuk meraklısı olsam,
emeklilik zamanı gelmiş
çoluk çocuk,
mürvet...
gençleri anlayamıyor artık
''şu toptan ne anlar bu çocuklar'' bilmiyorum
karesindeyken(bu kısım önemli)




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!