Hangisine dalsam bu rüyaların
Her birinde şehvetli bir el
Her birinde çağıran bir güzel
Hangisine baksam bu gözlerin
Her birinde büyülü bir bakış
Yağmur yağar geceleri gündüzleri gibi
Artık benimsen sende
Sabahı müjdeleyen yağmur gibi
Çiseler güneş tohumları penceremde
Yağmur yağar geceleri gündüzleri gibi
bir mahsulün bittiği yerde
son bulur hüznün bürüdüğü
arabesk cümleler
güneşe ulaşma isteği
ya da herhangi bir arzunun
Sus şimdi;
Giderken aldığın son nefesi vurma yüzüme
Kal diyemem sana bir daha
Git şimdi;
Bırak beni soyutlanmış bir zaman içinde
Vur şimdi;
Yağmurlu bir günün
yağmurundan korunduğum bir durakta
kulakta ‘yıllar sonra’ ezgisiyle bekledim
“bir defa kaçırırsam bu otobüsü
belki bir daha yetişemem”
Aksediyor gönlüme her bir serzeniş
Yüklemiş omzuna bütün sevda yıkıntılarını
Kesesinde aşk acıları
Gözünde düşmeyen son damlası
Aksediyor gönlüme her bir serzenişte
bembeyaz sayfalar serdim önüme
hiç birinde varamadım sana
hep bir cümle eksik
bir hayal ötede kaldım
çok önceleri
tan vakti yaklaşıyor
birazdan doğacak güneş
birazdan
hayallere bir adım daha yaklaşabilme olanağıyla
yeni bir gün doğacak
bir deniz fenerinin yalnızlığı
uzak denizleri aydınlatan
vurmasın diye karaya
susuzluğa bedel sevdalıların gemileri
vurmuş zaten vuracağı kadar
hiç ummadığı yerden sevdaları
Ey koca şehir;
Yüreğimin isyan sahnelerinin mekanı
Tuttuğum dalın düşen yaprağında kokan çiçek
Yanan gözlerimi söndürürken gözyaşlarım
Körfezde kıyıya vurmuş bir balık can çekişmekle meşguldü
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!