Damlatan Bir Musluk Ağlatan Bir Kadın
Ana teması “geçinmek” olan
Yorgun bir Ankara akşamı
Güneş görmeyen pencerelerde
Eskici amca!
Nelerin var eskiden kalan
Sonra yine-yeniden yaşanan
Neyin var neyin yoksa alırım
Severim eskileri…
***
İftar vakti geldi
Uyandırsın biri sevdiğimi
Ölüm uykusundan!
***
Görüyormusun Ruhugül’üm
Kızma kendine
Suç sende değil
Suçlu serçe yüreğin!
Serçe oldum
Senin gibi sevdim
(Tekin'e Mektup)
Yalnızlık şehirleri de vurur Tekin
Ardından o tekinsiz şehirde yaşanır mı dersin?
Az önce
Denizi görmeden öleceğim diye
Yakınıyordu Ankara
Karanlığı demliyordu gece
Yürüyordum yollarında
U’mutsuzluğun ücra sokakları
Çocukça bir hevese bürünmüş
İçimde bir bayram havası
“Aşk kabul etsin”
___________ ile başlayan
Kuş uçmaz
Kervan geçmez bir düşümde
Sol yanımdaki sızı
Sağ bırakmadı sağ yanımı
Sağı solu belirsiz bir çöl gibi ruhum
İt bağlasalar durmaz içimde
Karanlığı günah kokan odamdayım
Sessizliği bozan sesin kaynağı;
Aynayla konuşan -müebbet kuşları-
Aklımda eve gelirken gördüğüm deli
Avazı çıktığınca bağırıyordu;
Bir kadeh bir defa taşar ama bu 70 lik rakı kılıklı hayat
Kaç kadehlik dolduruyor? Bilemedim! ! !
... &...
Toy zamanlarımdı, merak ediyordum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!