Uzatın demiyorum ellerinizi mesela
Ela, mavi, öfkeli bakışlarınız içinden
Girmiyorum sokağa
Çıktın mı koşarak çıkıyorum basamakları
Pür dikkatimdir ayak izlerinize
Yani bu tavsiye üzerine gidilmemiş bir sinemadır,
Ay diyorum karartma eylemidir
Perdeler yarıya indirilmiş bayraklar gibi gölgeli,
Evet ay diyorum erkenden siner kokusu çiçeklere
Sabaha karşı dalından kopartmak istersin yalnızlığı;
Ay işte bir adı da bahçivandır
Işığı kelepçedir, serüvendir bir bakıma
Oldum bittim sevmezsin tutuklanmayı bilirim
İşten değil cezaevleri, kapalı mutfaklar
Hücre kanepelerde uyuyacak
Uyanacaksın, dostun, kardeşin sevinecek
Komşun fesleğenler ekecek saksına;
Sen hiçbirşeyi değilsin kimsenin
Herşeyisin bazı ve yenidenlerin
Defterlerin, kitapların olacak
Dersi camdan terketmenin imlasını kanatacaksın
Titrek bir türkçeyle yazacağın özetlerin olacak
Anlatmak öyle kolay da değil tabii
Ne çok çığlığın düşüremediği, ne çok rüzgârın
Yenemediği yapraklar kuruyacak dallarında
En sevdiğin gömleğin eskiyecek mesela
Ellerin eskiyecek, köşedeki bakkal ölecek söz gelimi
Manavın kızı üniversiteyi bitirecek,
İkişer üçer çıkacak basamakları delikanlılar
Gökyüzü hep bir adım ileride büyüyecek
Sende büyüyeceksin, kalbin büyüyecek
Sesin yaralı kuşlar kadar cıvıldayacak belki
Yükseğe uzanacak, yeniden yıldız tutma
Telaşından düşeceksin
Anılarını yaşatma derneği de kurabilirsin hatta
İki bilet alabilirsin kendine
En fazla ilkbahara yolculuk yap benim için
Yakın geçmişe açılmak istediğinde
Bir denizin olsun hep
Adlar kazınmış kayığın mesela
Küçük balıkları tutma isterim
Gel derim arada bir sana
Gel ki yeniden güzelleyelim uzakları
Mesafeler kurşun gibi düşmesin aramıza
En fazla yabancılara tarifleriz bir kenti
Büyük meydanları, istasyonlar ve alanları
Bize parklar yeter
Eprimiş banklar nasılsa
Yağmurlu bir akşam
Çık gel isterim
İyi ihtamalle bir otobüs geç gelir hayatımıza
Belki bir kaç gangaster çevirir yolumuzu
İnsan zaten zor şartlarda gelmiyor mu dünyaya?
Susayalım istersen bu kente
Çamurlu göletlerden aşırılan
Nilüfer çiçekleri saksıda esirkar
Göçebe yurdunda tünek ışıklar gibi
Yanıp sönüyor tan yıldızlarımız
İstanbul’u kalbim sanırdım,
En fazla hep Dolmabahçe’yi sever
Bir çocuk gibi öpüp, okşardım yer lambalarını.
Ben aklımı düşürürdüm,
Kız kulesi
İlk kez sevdalanan bir kız gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!