Ne varsa bu gün insan namına
Kul olduk mu dersin sahte canana
Boyanmış gözler kara katrana
Bu kadar aşağı düştük mü dersin
Gaflete düşeli olduk virane
güldemim
bir gün ölürsem
gamzene gömülsün donuk bakışım
her gülümseyişin canlandırsın
gözümde kalan seni.
Gecenin yarısıydı yağıyordu yağmur
Süzülüyordu saçlarından aşağıya
Sakinleştiriyordu sanki o hırçın saçlarını tel tel
Ellerin soğuktu o son dokunuşta
Anladım terketmiştin,
Ve yitip gitmişti beni var eden güzel.
boş karanlıklarda gölgeni aradım hep
yüzünü ellerimin içinde avuçlarımda hissettim çoğu an
göz yaşlarım sel olup aktı hep ardından
hiç bir zaman utanmadım uğruna ağlamaktan
karanlıklarda etrafıma ışık saçardın benim
bana yaşama isteği acılara katlanabilme gücü verirdin
Bir sevda masalında buluştu gözlerimiz,
Yalnız rivayetler vardı orada,
Susmalıydık ebediyen ve de sustuk
Bıçak açmayan dudaklarımız kaçtı birbirinden,
Hiç olduğumuz içindir belkide
Bilinmezde kenetlendik biz,
Tut yine ellerimden sımsıkı
Hep kalsın o ürkekliğin
Yaralı kuş gibi çırpınma
Duracakmışçasına atmasın kalbin
Yarın yine doğacak güneş
Kalk gidelim ruhum buralardan
Tam da kurtuldum derken kabuslardan
Ölü bir diyara gidelim istiyorum
Gündüzden geceden uzak ve uzak sevdalardan.
Uğultular hiç eksilmedi ki mutluluğunda
suya yok der seller gelir
zamana perçin vurulur
kelle başa ağır gelir
ecel mecel unutulur
pusu kahpelikten çıkar
seni düşündüm dün gece
kasırgalar esti bedenimde
sırılsıklam yatağımın içinde
Aşkımın hazan yolunda yürüyorum
Her yaprak bir beni anlatıyor
Aşkımın hazan yolunda yürüyorum
Yol gönül zemherime çıkıyor
Başı boş gazeller uçuşuyor her yerde
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!