35 yıllık okuma ve yazı birikimlerimin toplamları kitaplaşmaya devam edecek...
Felsefe - şiir - öykü/deneme olarak
Doğurduğun çocuk değil , HÜZÜN !
Uçsuz bucaksız tarlalarda elinde uçurtma
O uçmayan uçurtma
Kokuları gelirdi çirkin suskunlukların
Uçurtma gökte değil yerde
O hüznün altında yakası bir araya gelmeyen yalnızlık
Ters giyilen sevgi trajedisiydi bizimkisi
Zaman ayıpları kapatmadı
Yalnızları ayıplamıştık
Biralar içmiş saatlerce sevişmiştik
Çimenlere yatıp gökyüzünü izlemiştik
Dilekler tutmuştuk , nazar değmesin diye alkol kokan dualar etmiştik
Yoktun, yokluğuna alışmak için
Kasım ayında öldürdüm kendimi
Seni çeyrek geçiyordu saat
Yalnızlık alarm çalıyordu
Telaşlıydım
Kalbim gömleğimden çıktı çıkacak
Yalnızlık engerek yılanı gibi süzülür hüznümün içine panzehiri kendinde
Kapılar kapanır anahtarları balerinler
Endam zehre karışır
Genzim kesif
Ellerinde ölmüşüm , kedim kimsesiz…
Aç yoksul cenaze
Ben sabaha karşı irkilirim
Sabaha karşı başlar geçmişe öykünen mide ağrılarım
İğneler batar alnımın ortasına
Yüzüm içine çekilir
Kömür siyahı rüyalardan uyanırım
Ben sabaha karşı irkilirim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!