Yere düşerken
Yapraklara git çırak
Ol öyle büyü
***
Bahar yağmuru
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Devamını Oku
Alıp başımı gitmeyi yollar boyunca
Seyretmek bir bozkır akşamını camından bir otobüsün
Masal şehirlerini geçerken hızla
Çok sevdim bir zamanlar, seviyorum yine de
Bence bu şiire bu puan biraz fazla.. ama sakın bu yazdığım yanlış anlasılmasın lütfen herkes kendine göre yorumlar tabi şiirleri ben sadece kendi fikrimi beyan ettim...
Haiku
Gel deyince gelme
Gelme deyince
Gel
feyzi kanra
yada ne bilim.. ikisi bileskesi turk capon sentezlenemezmi..
haiku maiku tekne sandim kayiku
aksama ayran olur calkalarsan yayiku
dana gelir kakisir guzel ona bakisir
sakal dahi yakisir kestirmiyom biyiku
armut dalda oldurdum cicegii soldurdum
alci kodum doldurdum disimdeki oyuku
ev sahibi tasindirmaz el operim asindirmaz
hic elimi kasindirmaz seftalinin soyuku.. tur turev siir arasina.. yer yer yaprak bahar yagmur damlasi ruzgar asker hapsirik sepeleyip.. bizim ifadeler ile capon kalibina gore sekil verilse.. cifte su verili celik.. daha iyi siir olacagina inaniyorum..
gercektende.. yah yuh hieeeyt vuh vuh diyerek.. karete tekvando calismis..
oturup kendisine siir yazacak yerde.. ki geysa getir benim su pirinc rakisini.. diye zavalli kiraz cicegini kole gibi calistiran.. bu milletin.. iyi siir veremeyecegi gercek..
susi yeyip.. sumo yapmak icin vucut buyutmus bu milletin kalip ile.. bizim dil bizim ifade... bizim yurek.. harmanlansin.. cok guzel siir cikar bence.. saygilar..
gercektende.. su yukarida ki siirin.. dilimizde ki karsiliklaari asagi yukari sudur..
madem bilmiyorsun bu isi
git mektebini oku
dusenin dostu olmaz
bahar yagmuru
semerinmi tutustu
aklin varsa gole kac
ruzgara ucurtma eken
cenaze bicer
korler baharda
tuttugu kusu degil
buldugu kusu dinler
hapsirikli buruna enffiye bahane
askerinle milletin
bayraginla cok yasa
gozluk cami kirik balikcinin
sis gozune kacar..
.. yani kisaca.. birisi.. asirlarca bir milletin.. icten samimi oz birikimi.. isil isil canli.. digeri sairimizin icinde yetistigi toplumun.. duygu dusuncesini.. yine kendi dili.. sair.. siir dili ile aktarmasi..
kisaca sakla samani gelir zamani.. ak akce kara gun icin.. damlayan haiku gol olur.. mermer degil mozaik.. siir zenginligimize katki saglar.. salt garp idili.. pastorali balati soneti esareti kalmaz.. sarktanda esinti alma fikri dahi dahiyane..
bu vesile ilede kendisini kutlarim..
avusturyada bi yerli kuzey kutbu bi eskimo.. duygu dusuncesini nasil doker siire.. ne tur kalip kullanir.. ornegi ne bilmek ogrenmek en dogal hakkimiz.. otmeyi kustan.. pat diye yere dusmeden.. tarih coplugune atilmadan evvel..
suzule suzule.. bir yaprak gibi.. inebilme icin.. ogrenecek cok seu oldugu bi gercek bence.. saygilarimla..
ru
Cemal Süreya, Bülent Ecevit, Behçet Aysan Şiiri Ödüllerine sahip, mütevazı, güler yüzlü bir şair. “Mavi Liman” diye bir fanzin çıkarırdı diye bilirim. (Sanırım 20 sayı sonra kapandı.) “Mavi Liman”, posta kutularına bırakılmak üzere hazırlanmış zarflardı aslında. Mavi, yeşil, pembe renkli bu zarflardan birbirinden güzel şiirler çıkardı. Kırmızı Yayınlarında karşılaştığımız bir gün bana da bu zarflı şiir yapraklarından armağan etmişti.
Halen ekmeğini babadan kalan İstanbul - Şiirinevler’deki şarküterisinde mi sürdürüyor bilemem ama bu kalem emekçisinin edebiyat arenasındaki uğraşılarına devam ettiğini biliyorum. Bazen karmaşık, yazar, bazen olabildiğince sade; genellikle de laf kalabalığından uzak ve kısa;
Örneğin:
“sesime gel sesime /
gülden düşen sesime /
susa susa susadım /
senin sudan sesine /…….. (E.Özyiğit – “Nefes” şiirinden ilk bölüm.)
Behçet Aysan ve Metin Altıok’a (ki hocalarımın hocası ve yakın dostuydu rahmetli) düşkünlüğünü şu dizelerde hissederiz:
“İşte şunu ısrarla söylüyorum/
sivas’ı dökülen bir ülkede/
yarama tuz taşımaktan geliyorum”……. (E. Özyiğit)
(Behçet Aysan Şiir Ödülünü aldığı “Huy Defteri” kitabının “Tuz” şiirinden bir bölüm)
Bu şiir beni çok etkilemişti, çünkü yıllar önce ben de tuz metaforunu
“kaf dağının ardında /
yara, tuz ve onlar
bir arada…”……
diyerek bu değerli kayıplarımız için kullanmıştım,
Yukarıdan anlaşılıyor ki Özyiğit, Haiku denemelerinde de oldukça başarılı. Sanırım “Saklı Yüz” kitabından bu seçki. (Kitap elimin altında olmadığı için emin değilim.) Kitabın tanıtım yazısında şöyle bir Haiku vardı.
“gök gürültüsü
annesiz çocukları
görünce susar….” (E. Özyiğit)
Anlaması da yazması kadar zor, tarihî ve minimalist bir sanattır Haiku. Söylenecek her şeyi, 3 dize ve 5–7–5 kalıbında söylemek bir hayli zorlar şairi. Öyle ki o dizelerden çıkarılacak veya eklenecek tek bir harf bile olmamalıdır.
Bir Haiku denemesi de benden armağan olsun Özyiğit’e;
“düşünce uçar /
akıl 'kiralık' olur /
zekâ yakalar...”……( N.Erlaçin.)
Dostlukla…
anlam yüklenmiş kıtaları birleştirmek çok şeyi anlatır. o da okura kalmış.
Bizi gaza getirdiniz Osman bey, oldu mu şimdi.!
Kaderin ipi
Yok ki görülsün
Gelmeden tipi
Kazak örülsün
Ömür zemberek
Boşalır durur
Ölüm engerek
Son anda vurur....Haz
Kör'sen ve ' bir çocuksan..' demek ki doğmaldan körsündür. Bu yazdıklarını bilmene imkan yok.
Göremediklerini de bilemeyeceğine göre o halde göz göre göre palavradan haikular bunlar.
Şiirin her tarafına bakarım ben. Kaportasına,boyasına, motoruna,tasrımına,markasına. Kartal pazarına gitsen üç ayda satamazsın bu ikinci el'i
( Ama)Engelli kardeşlerden özür dilerim. Sözüm onlara değil
Bu haiku şiiri.
Bana Avustralya yerlilerinin(Aburjinlerin) haka dansını hatırlattı.))
Yani beden diliyle yazılmış bir şiir.
Şaire tebriklerimle.
Toz içinde koz bölen bölücü, sana söylü-YORUM;
Öyle 'Hapşırık tozu
Taşıyan askerlerin
Adı çok yaşa ' gibi laflar etmek için tarih bileceksin. Tarihin yanlısını, yansızını, gizlisini, saklısını bileceksin.
Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki, İzmir'in dağlarında hala çiçekler açar.
Saygılar,
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta