Hafta Dışı Şiiri - Yorumlar

Evliya Çelik
26

ŞİİR


13

TAKİPÇİ

Misafir gelir diye,hafta dışı
Gittim kaynağına çocukluğumun
Tahta kaşıklardan altı tane
Aldım, biraz teselli biraz bahane

Çekinmedim masrafın kendisinden
Pişirmek için, bilinmeyen aşı

Tamamını Oku
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 18.12.2011 - 04:47

    Ben baba mı yaşayamadım
    Babam dedemi.
    Oğullarım beni
    Torunlarım seni.
    Kimseyi kimseye yar etmez vesselam
    Bu dünyanın yemi.
    Üzülmeyin emi?

    18arlk2011 04.46

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 18.12.2011 - 04:19

    Bugün Onur Bilğe usulu bir yorum yapmak istedim yarım saat hem düşündüm hem yazdım kaderin cilvesi bir hata oluştu güme gitti emekler.Özetlersem.Ölçüsüz serbet şiir de de ölçülü yazılırsa manalı akıcı ders verici düşündürücü şiir de yazılabiliyormuş vesselam.Kutlarım.Şair adına soyadına layık bir şiir yazmış.

    Alo sayfa görüntülenebiliyor mu? Dün Naci beye bugün bana bu yapılır mı? :)))

    Cevap Yaz
  • Feyzi Kanra
    Feyzi Kanra 18.12.2011 - 04:12

    Misafir gelir diye,hafta dışı
    Gittim kaynağına çocukluğumun

    Hafta dışından murat,çocukluğun geri gelmemesi olabilir mi.Ya da çocukluğn hiçbir zaman içimizden silinmeyişi mi ?

    Tahta kaşıklardan altı tane
    Aldım, biraz teselli biraz bahane

    Bura da da ailesinin 6 kişi olduğu bir zamandan bahsediyor gibi,tahta kaşıklar fakirliği teselli ise fakirliğe rağmen mutlu günleri hatırlayıp teselli buluyor bugünün mutsuzluğuna gönderme de bulunuyor hafiften çaktırmadan.

    devamını usta ve bilge yorumcuklarımıza bırakacağım.Bırakmadan önce bir soru soracağım.

    Dünya 62 yaşında derken kendi yaşını kastettiği belli değil mi ? Finali de güzel lakin dünyacıların ağız tadını kaçıracak kadar güzel.Bu güzelliği anlamak için şairi (şiiri) anlamaklazım vesselam.

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 18.12.2011 - 03:00

    Bu şiir herkeste ayrı ayrı çoğalabilecek bir şiir...

    Derken o görkemli tavuğun
    Kaldırıldı sofradaki naaşı

    insan bu dizelerde donup kalıyor ve bir anda Vejeteryan (etyemez ) olmak geçiveriyor içinizden...

    güneşli bir günde balığın su yüzeyine çıkarak oltaya gelmesini andıran imgeleri var şiirin.. şair, sakin görünümlü bir çehreyle fırlatmış oltasını bilinçaltı denizine...Şair ne kadar umursamaz olsa da oltasını sallandırırken bilinçaltı denizinin karanlık , ılık ve ıslak ortamlarında( Karanslak yerlerde) balıkların iğneye takılan çenelerinin yaydığı hırçınlık hissi misinadan bir telgraf şifresi gibi şairin bilinç düzeyine yükseliyor..

    İroni ironi deyip durduğumuz şey nedir aslında... bilinçaltımızda görünür gibi yapıp ta göremediğimiz o ala bula , o alacakaranlık siluetlerin ruhumuza salıverdiği hırçınlık hissi değil midir ironi...

    herkesin hırçınlığının da ayrı bir meşrebi vardır..Bahanın ki örneğin aldırmaz görünümü ile insanı çıldırtan bir sadomazoşizm etkisi bırakır bendenizde ..eşref tonbilin ki suya düşen taşa benzer yavaş yavaş büyüroluşan dalganın içinizdeki halkaları..Evliyanın hırçınlığı bir koca hangarı dolduran tonlarca pamuğun içine düşmüş minnacık bir kıvılcımı andırır...Göynür durur içinizde ..itfaiyecilere göre söndürülmesi en zor yangın pamuk yığınındaki yangındır..arap naci ironileri bayım hatta tüm bayanlar baylar açınızı niçin değiştir miyorsunuz.. sizin samanlığın panceresinden gördüğünüz şey akşamleyin oraya yumurtlayan tavuğun yumurtası değil basbayağı ayın onbeşi der durur bana..uzayda sayısız yörünge eğrisi oluşturulabilir der gibidir...kelimeler suyun yüzünde yüzdürülen yassı taşlardır ve benim hırçınlığım taşın sekme sayısının az olduğu zamanlarda başlar da diyebiliriz arap nacinin ironilerine

    şairler ironileri kadardır bir bakıma hırçınlıklarını yaşayış şekilleri kadardır diyebilir miyiz diye ciddi ciddi düşündüm gecenin bu saatinde..sabahlayin bu yazdıklarımı tekrar okuyunca saçma sapan bulacağımı bile bile yaptım gitti işte en son genellememi..

    Oysa burada bir şiir duruyordu ve benden genelleme değil , özelleme bekliyordu

    Bir şiirin özünü elliyorken aynı zamanda kendinizin özünü de eller gibi oluyorsanız ancak bir şiiri özelleyebilirsiniz..

    O halde diyorum ki bu sevgili şiire..özüne özüm kurban..


    Cevap Yaz
  • Tayyibe Atay
    Tayyibe Atay 18.12.2011 - 01:54

    sofraya bağdaş kurasım geldi...çünkü;tavuğu seven bir tavuğum!:))samandan yapılmış folluğum...üstünde yata yata cılkı çıktı folumun!..üç civciğim var,bir de horozum...o her öttüğünde, sabah olacak diye korktum!.

    neyse!..tüylerimi kabartıp çıkayım sayfadan...bıçak boynuma dayanmadan...sabah olmadan...güneş doğmadan...ne me lazım,yaşamak güzel be kardeşim!..:))))))şiir de güzeldi..kutluyorum Çelik'i...şiire su verdiği için efendim.

    herkese saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Mehmet Binboğa
    Mehmet Binboğa 18.12.2011 - 01:20

    Evliya Çelik şiiri akıl ve ironi dolu.

    Birçok şiirinde görülen 'sehl-i mümteni sanatı (kolay

    gibi görünüp da zor yazılan) bu şiirinde de var.

    Basit bir akşam yemeğini fona koyup

    bilinçaltımızdaki çocukluğumuza bir yolculuğa

    çıkarıyor bizi.

    'Tavuğun naaşı'göstergesi herhalde şiirimizde

    ilktir.

    'dünyanın yaşının 62 oluşu'nu da çözse çözse

    Onur Hanım çözer.Tabii şair, 62'den tavşan yapıp

    pişirmeyecekse.

    Bakalım erenler neler diyecek...

    Cevap Yaz
  • Sükûn Ve İnşirah
    Sükûn Ve İnşirah 18.12.2011 - 01:17

    günde bir Evliya Çelik şiiri..

    yeni kurul iyi başladı..hayırlı olsun..

    şiir her zamankinden daha güzel..

    @..

    Cevap Yaz
  • Hasan Büyükkara
    Hasan Büyükkara 12.12.2011 - 16:59

    Alakalı veya alakasız denilebilir..ama nedense bu şiirin ardından canım necip fazıl bir şiirini çekti...ve onun bir şiiri...ninni

    Melekler dolanır bu kuytu yerde,
    Ey gün kadar güzel çocuğum, uyu!
    Bir gün hasretiyle için titrer de,
    Anarsın, bu derin, tatlı uykuyu.

    Uyu da gündüzler su gibi dinsin,
    Menekşe gözüne kirpikler insin;
    Yarın, şafak vakti, içine sinsin,
    Güneşle uyanan kuşların huyu.

    Uyu yavrum, akşam seni üzüyor,
    Artık gözlerini uyku süzüyor,
    Uykunun gölünde başın yüzüyor,
    Dalgalandırmadan o durgun suyu…

    Cevap Yaz
  • Sükûn Ve İnşirah
    Sükûn Ve İnşirah 09.12.2011 - 02:34

    uzun gemiler eşliğinde bir mevsimi daha
    ellerine uğurluyoruz
    tuz mavi annem ve ben

    ölümümüze 12 ay kala
    bir yaşam sıkıntısıdır alıyor bizi
    beni
    sakallarımın aklarını
    ve
    anadolunun ortalarında bir yerlerde kalmış olan
    kinden arındırılmış elma çakımı

    benim sana bir diyeceğim yok
    benim sende bir güvencim var zira
    bir kıvancım
    ve bir karnı paylaşmadan ve hemde Rh faktörsüz
    kardeş bilmişliğim var seni

    bana bir kılıksız cüce musallat
    son dokuz aydır
    ölümüme bir yıl kala
    kefenimde bir izmarit deliği açman
    ne kadar da naif bir direniş

    sus ve tuz payımızı aldık
    takviminin saatsiz sayfalarından
    şimdi bir devenin hörgücünde
    su olmaya gidiyoruz
    arabistana

    ben
    annem
    ikiz kardeşim olan zaman
    ve laftan sözden anlamaz aşk
    ile birlikte..

    @...

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 69 tane yorum bulunmakta