Haftanın Her Günü Sen
Bugün pazartesi…
Gözlerimi açtım,
ve senin adınla başladı içimde gün.
Bir kahve kokusu değil,
senin yokluğun doldu odaya
Ve aklımda senin gülüşün var —
koyu bir yağmur gibi yağıyor
sabahın serinliğine.
Zihnimde seninle uyanıyor şehir,
ellerin gibi ılık,
gözlerin gibi uzak…
Salı da olsa fark etmez,
çarşamba da…
Zaman seni taklit ediyor sanki —
her an, her dakika
bir parça sen taşıyor üstünde.
günlerin anlamı yok sensiz.
Çünkü her gün,
adına yazılmış gibi…
Saatler senin sesinle dolu,
dakikalar
Saatler sensiz ilerlemiyor,
her biri senin tenine dokunmak ister gibi
ağır, yavaş, çekingen…
Seninle çarpıyor kalbim
haftalara.
El koymuşsun günlerime.
Sana rağmen başlayan bir sabah,
tamamlanmamış bir cümle gibi
eksik kalıyor içimde.
Gittiğim yerlerde sen varsın,
döndüğüm yollar hep seni anımsatıyor.
Yürüdüğüm kaldırımlar bile
senden arta kalan hayallerle döşeli.
Perşembe…
Biraz daha çok özlediğim gün.
Her şey seninle ilgili:
dalgaların kıyıya vuruşu,
rüzgarın saçlarıma değmesi,
güneşin ufka eğilmesi —
hepsi sende başlıyor,
ve yine sende bitiyor.
göğsümde bir ağırlık gibi duruyor.
Sensizlik mi,
yoksa seni bu kadar düşünmenin yükü mü,
ayırt edemiyorum.
Ama biliyorum,
sen bir gölge değilsin artık —
sen bizzat zamanın kendisisin.
Cuma geldiğinde
içimde bir sükûnet değil,
fırtına büyüyor.
“Acaba nasılsın?” sorusu
boğazıma düğüm,
susuyorum ama suskunluğumda bile sen varsın.
Biraz umut, biraz bekleyiş.
Akşam olurken
güneş bile seninle batıyor gözlerimde.
İçimde bir kıyamet kopuyor
adını fısıldayan her sessizlikte.
Cumartesi,
adı seninle aynı heceyi taşıyor.
Sokağa çıkıyorum,
ama her yüz sana benziyor.
Gözlerim seni arıyor,
ellerim —
dokunamadığı bir düşü yokluyor sanki…
Ve pazar…
İçimde en çok senin eksik olduğun gün.
Tüm şarkılar sustu,
ve ben sadece senin susuşunu dinliyorum.
Kalbim kıyısız bir deniz gibi,
içinde seninle kabaran dalgalarla
kendi kıyametine doğru sürükleniyor.
Her gün,
her gece,
her mevsim sen.
Aklımın kıvrımlarına yerleşmişsin usulca,
kalbimin orta yerine taht kurmuşsun.
Ben seni düşünmemeyi denemiyorum artık —
çünkü düşünmek bile
seninle olmak gibi geliyor bana.
Gidiyorum, geliyorum,
ama hep senin etrafında dönüyorum.
Bir yıldızın çevresinde dönen
aşık bir gezegen gibiyim.
Kendime rastlayamadan
sana çarpıp duruyorum.
Günler, aylar,
mevsimler bile senin adını sayıklıyor içimde.
Ben
bir takvime değil,
sana mahkûmum artık.
Seninle dolu bir takvim bu,
gözlerini her günün penceresine çizdiğim…
Ve ben,
sana rağmen değil,
seninle birlikte yaşamayı öğreniyorum.
Gidiyorum, geliyorum,
ama aslında hep senin çevrende dönüyorum.
Bir aşkla değil,
bir varoluşla bağlıyım sana.
Kayıt Tarihi : 12.5.2025 07:38:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!