Seni sevdiğim kadar varım.
Aşkının esaretine kapıldım bir kere,
Rüzgâra savrulan bir yaprak misali,
Düşmüşüm dalımdan, solmuş bedenim.
Ve, arda kalan, gözyaşlarımla beslediğim,
Seni sevmekten usanmayan, yemyeşil yüreğim.
Azat eyle ellerimi, o katil gözlerinin mahkûmiyetinden.
Seni düşünmekten, nefes nefese kalmış ruhum,
Neden yorulmuyor o kahrolası sevginden?
Gözlerimi artık dinlendirmek istiyorum,
Bıraktığın o virane eserinin akıbetini, öğrenmeye fırsatım olsun istiyorum.
Her sabah güneşe baktım, gönlüme yine doğarsın diye,
Her mevsimi bahar sandım, umudumu yeşertirsin diye,
Her kara bulutun dağılmasını beklerdim, çıkıp gelirsin diye.
Hâlbuki;
Güneşimsin, hiç batmayan
Baharımsın, hiç bitmeyen
Kalbimdesin, terk etmeyen
Bari, giderken beni bende bıraksaydın da, kendime yabancılaşmasaydım,
Senle tanıyorum kendimi.
Kalbimdir, sarhoşluğundan sersemleşen, aşkından,
Sende can bulup, benliğine yabancılaşan.
Neden "aşk" diye bıraktığın vasiyetinden, arda kalan o hüzünlü mirasını sahiplenmek zorundayım?
Kalbime sapladığın gül, meğerse bir hançermiş.
Neden yaramın deşmesi için, o gülü bağrımda büyütüyorum, delicesine?
Çünkü;
Seni düşündükçe varım, arafta kalmamak için
Sevmekle cezalandırılmışım,
Gül bahçemin, bahçıvan sandığım cellâdını kendimden habersiz.
Ne çare ki, seni sevdiğim kadar düşünebiliyorum
Hafızam aşkına ömür solmayan gülüm,
Kayboldum gözlerinin kuytusunda
Varlığım ancak, yokluğunu hissetmekle mümkün…
Bana acı çekmeyi de "aşk"diye tattırdın, isyanım kime?
Pardon! Beklediğim yolcu gelmeyecekti.
Yine unuttum işte…
Yokluğunun yan etkileri ile gidip geliyorum böyle işte.
Sen de gelip gitmesen olmaz mı?
Kayıt Tarihi : 13.4.2013 16:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!