Öyle bir an olur ki gökyüzüne dalarım
Bazen Ay'ın içinde, üstünde bir yıldızın
Gezerim dolaşırım ve kendimi salarım
Yel eser, kıpırdar yaprak, uyanırım ansızın
Seslerin en gürü ve de en tiz olanı
Sessizliğin en koyu yerinde gelir bana
Ruhumun haykırışı, kaplar bütün alanı
Kimim ve neyim sorusu dönüşür hafakana
Biçare kendimi ararım, karanlığın ortasında
Bir kuş olurum dalda, yer de bir taş olurum
Benmiyim bu dedikçe kaynar beynim tasında
Ve yüzümde bir sineğin gezmesiyle kurtulurum
Bana büyük dünyadan, ıssız ve sessiz evim
Görmeden hiç kimseyi, kimseye de görünmeden
Önünde penceremin, göklerin seyrindeyim
Sabah oluncaya dek, üşenip erinmeden
Kime şikayet etsem, ben bu naçar halimi
Rüzgar, beni de götür esiyorsan nereye
Anne! Dualarınla değiştir ahvalimi
Bir kere yazdır adımı, bir secdelik süreye
Aklımı kurtarınca, şüphenin zincirinden
Bu soruları sordum, kimim, neyim, nerdeyim
Arınmak istedikçe bu dünyanın kirinden
Semadaki mabetlere dönüşlü seferdeyim
Suallere cevaplar, içinde tahta atın
Gökteki adsız ülke, madem ki yerin altı
Ey münker ve Nekir ne olur hatırlatın
Çekilsin önümden ruhumdaki bunaltı
Kayıt Tarihi : 9.6.2008 18:23:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Emsal Toprak](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/09/hafakanlar.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!