Hadi Abbas vakit tamam
dediği gibi Tarancı’nın,
ne zaman ayrılacağız bu limandan
diyordun ya sen de
geldi zamanı işte
geç dümenin başına kaptan
çok oyalandık bu limanda
farkındaysan…
bir insanın yaptığı iş kendine yakışmalı
sen de öyle bir kalkış yap ki
en yakışıklısından olsun
kaptan!
öyle şamatalı süslü püslü
bir veda olmasın
aman…
ağır ağır al demiri
incitme korkutma
o minicik balık sürülerini
yıllardır içimde ukde kalan
öyle görkemli çal ki
o boğuk düdüğünü
hüzzamdan olsun
makamı
bir an zaman dursun
bütün kötülüklere
günahlara
tövbe etsin insanların tamamı...
nesli tükenmiş efsanevi
şiirsel martılar ki
bu sesle can bulsun yeniden…
ve
Can Yücel;
Aşk yok memlekette gayrı
Cemal Süreya gideli beri,
derken
Cemal Süreya’nın;
Yalnız aşkı vardır aşkı olanın,
sözlerine öykünüp
aşk ve özlem çığlıkları atsınlar hep bir dilden
yolcu etmeye kimseler gelmesin
isterim ben
iki damla göz yaşıyla da olsa
ıslanmasın lavanta kokulu
keten mendiller
bizim birimizden başka kimimiz var ki zaten…
eskiden ne güzeldi gemilerin kaptanları
be kaptan!
vapurları beklettikleri bile olurdu
aşina oldukları yolcuyu göremediklerinde
özellikle boğaz iskelelerinde…
o kadar da güzeldi yolcular kadınlı erkekli
ve çocuklar da tabi…
ellerinde gazeteler kitaplar
usuldan dostça sohbetler
o insan kokan insanları çok özlüyorum ben
kaptan...
Cemal Süreya’nın şu sözlerini
duymamış olabilirsin belki;
Kadıköy’ü dolaşırken mutlaka ceketimi iliklerdim.
Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya rastlarım diye.
onun bu sözleri, hem şaire hem şiire
ve hem yaşadığı semte olan
saygı ve sevgisinin açık ve zarif bir
ifadesi değil midir
sence de kaptan…
koca çınar Fazıl Hüsnü Dağlarca ise;
Ben en temiz elbiselerimle başlarım yeni bir şiire.
Bir şairin şiire saygısının, şairin şaire saygısından anlarım.
dediği sözleri
Cemal Süreyra’nın tavrındaki yerindeliği
güzelliği ve duyarlılığı bir kez daha
anlamlaştırmıyor mu
ne dersin kaptan…
Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın;
Ben İstanbul’un birçok yerinde ikamet ettim.
Gezdim, gördüm yaşadım.
Ama en çok Kadıköy’ü sevdim.
Tabi Kadıköy eskiden bir başka güzeldi.
Güzellik sergisiydi;
çirkin kadın, çirkin adam, çirkin çocuk yoktu.
Ya da biz görmezdik.
Kadıköy’e Moda’ya çıktığımız zaman
üstümüze başımıza ayrı bir özenirdik.
Kadıköy’ün kadınları hep güzel kokardı.
Moda’da şık hanımlar gezerken
yanlarına yanaşır koklardım.
yalnız onlar mı güzel kokardı
sanırsın kaptan…
bir zamanlar bir röportajda okumuştum
İstanbul’un ünlü kadın simsarının
şu sözlerini;
eskiden bu kadınlar
mis gibi sabun kokardı
öyle mahcup görünürlerdi ki
hiç anlaşılmazdı bu işi yaptıkları…
çok uzattım ben bu demir alma işini
bana kalırsa
sessiz sedasız bir veda idi niyetim
oysa…
tiril tiril bembeyaz kaptan kıyafetini
giymelisin
başında şapkan olmalı mutlaka
hadi geç dümeninin başına
çıkalım bu meçhul yolculuğa
onca kirlenmişliklerden
zehir zemberek acılardan
başsız başsız insanlardan
ruhsuz yaratılmışlardan
kurtaralım kendimizi
basıp gidelim
bir an önce buralardan…
ufuk çizgisine doğru yol alsın rotan
hiçbir limana uğramadan
ne olur kaptan...
seyir defterini muntazam tut ki
zamanlardan bir zamanın
hayatlardan bir hayatın
eline geçmeyeceği ne malum
bir tsunami kıyametinde…
samimi içten yalın ve anlaşılır olsun cümleler
hadi kaptan
iyi seyirler…
Tülin Öztunç
Kayıt Tarihi : 18.3.2018 01:13:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Tülin Öztunç](https://www.antoloji.com/i/siir/2018/03/18/hadi-kaptan-vakit-tamam.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!