silinsin gözlerinden günün yorgunluğu…hayaller meze olsun rüyaların davetinde…hep gülen bir çocuk yüzü düşsün payına ve sana doğru açan sarı bir gül…. yürü… … … silinsin amansız zamanların yüreğine bastığı mühür… ayakların okşarcasına dokunsun kaldırım taşlarına... sokaklar adım adım seni çağırsın mutluluğun yollarına ve sen bekli de hayatında ilk defa, yüreğini al avuçlarına… bir serçeye dokunurcasına…
hadi kapat gözlerini… rüyanda sevdiklerini görmeyi unutma…
kendin için bir adım at hayata…. hani vardır ya “pembe panjurlu mavi perdeli ev” hikayeleri… hadi onları yaşa düşlerinde, ne kaybedersin ki... bırak düşlerini bir kartalın kanatlarında havalansın, bırak her nerede kalmak istiyorsa orada kalsın… kapalı kalsın anıların perdesi… yosun tutsun bu hüzün bilmecesi… zaman anlamını yitirsin dakikalarda... dün adına ne varsa hayatında sil gözlerinden, hatta nefes bile alma… akrep ağır, yelkovan uçarıdır unutma…
hadi kapat gözlerini… rüyanda sevdiklerini görmeyi unutma…
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,