Hadi Kalk Gidelim Anne!

Elvan Çolakoğlu
6

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Hadi Kalk Gidelim Anne!

Hadi kalk gidelim anne,
Hadi yine ör saçlarımı,
Okşa yine uzun uzun,
Anlat bana anne,
Anlat şu dünyanın halini.
Güvenme dedin,
Güvenme kızım kimseye.
Dinlemedim seni anne,
Aşık oldum sevdim anne.
Kıyamazdın sen bana,
Dayanamazdın bir damla gözyaşıma.
Ağlattılar beni anne,
Özür dilerim,
Dinlemedim seni.
Ama ne olursun kalk gidelim,
Yakışmıyor sana.

Hadi kalk gidelim anne,
Tut ellerimi yeniden.
Dünya öyle boş ki sensiz,
Öyle yalnızım ki...
Hadi anne, hadi kalk gidelim,
Yine martılara bakalım uzaktan.
Simidimizin yarısını atalım onlara,
Sen yine masallar anlat bana,
İstersen kız bana anne.
Yeter ki kalk gidelim,
Yakışmıyor sana.

Hadi ver elini bana anne,
Ağlıyorum baksana,
Üşüyorum üstümü ört.
Hadi,hadi anne,
İnan yakıştıramadım sana.
Yine yalnızlıklar sarıyor etrafımı,
Seni arıyorum anne,
Seni arıyorum bu kör karanlıkta.
Gel de ışıkları aç,
Ben korkuyorum hala.
Hadi kalk gidelim anne,
Kalk gidelim!

Ah anne!
Deli kızın büyüyor galiba.
Bir ateş konmuş şu sol yanınada
Bir türlü sönmüyor
Demiştin oysa bana,
Sen demiştin de,
Ben dinlemedim işte.
Şimdi çok pişmanım,
Yine sesin kulağımda,
Yine bana'son pişmanlık fayda etmez kızım'der gibisin.
Oh be anne!
Hadi,hadi kalk gidelim,
Bu gidişini hiç kabul edemedim.

Hadi anne!
Bak bahar geliyor,
Sen çok seversin baharı.
Söz vermiştin bana,
Unuttun mu yoksa,
Bir salıncak kuracaktık seninle,
Şu koca kiraz ağacına.
Hadi kalk gidelim anne,
Bahar geliyor işte.
Hem sen değil miydin
Sözler tutulması için verilir diyen?
Söz verdin anne,
Bana, bu deli kızına söz verdin.
Hadi ver elini kalk gidelim,
Yakışmıyor sana.

Olmuyor anne!
Olmuyor işte.
Belki büyüyorum ama
İhtiyacım var benim sana.
Kız bana anne,
Yine söylen bana,
Ama yanımda ol işte.
Hadi be anne,
Kalk gidelim,
Yakışmıyor bu son gidişin sana.
Sen söz verdin bana ama
Öyle olsun,öyle olsun anne,
Ben yine bir mayıs sabahında,
Getiririm o çok sevdiğin
Beyaz gülleri sana,
Getiririm anne!

Elvan Çolakoğlu
Kayıt Tarihi : 4.4.2007 19:32:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


bazen yaşarken farklarına varılmaz o değerli insanların....ama fark etmek istedim....

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Elvan Colakoglu
    Elvan Colakoglu

    hepinize teşekkür ederim. elvan çolakoğlu

    Cevap Yaz
  • Mahmut Nazik
    Mahmut Nazik


    DOĞUM GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN..

    BU DİZELERİM SİZİN VE YAŞTAŞLARINIZ İÇİN

    NİCE YILLARA

    ARTIK BÜYÜDÜN ÇOCUK

    Artık büyüdün çocuk
    Geride kaldı topacın
    Balonun
    Bilyen misketin
    Bulutlara kafa atıp
    Rüzgârda kuyruk sallamayacak uçurtmaların

    Ah!
    O misketlerin ışıkla yarışan rengi
    Kırmızı sarı
    Yeşil mavi
    Ya karıştığın çiçekler
    Bengi bengi
    Bindallı fistanıyla bebekler

    Veda et çocuk oyunlarına
    Birdirbir uzuneşek
    Körebe Evcilik
    Mazide kaldı seksek
    Uçtuuçtu kuş uçtu
    Bu çocukluk da böyle geçti
    Geri gelmez gayrı o günler
    Ne yapsak ne etsek

    Unut çocuk unut
    Yok gayrı
    Yasak sana
    Döne döne
    Sevişe şevişe
    Güle oynaya
    Bir sürü kuşun takılıp da peşine
    Rüzgârla yarışma
    Yok gayrı
    Kızlı erkekli
    Gülüşe gülüşe
    Toza toprağa
    Dala yaprağa karışma

    İncil Tevrat Kur’an
    Ve helal ve haram
    Töre din iman
    Cennet cehennem
    Cin Şeytan
    Gulli diyaban
    Ve korku ve yalan

    Kimse duyamayacak gayrı
    Bahara durmuş
    Çocuk gülüşlerini
    Kimse görmeyecek
    Hıçkırıklarını iç çekişlerini

    Hadis ayet
    Farz sünnet
    Ve rivayet
    Ve riya, ihanet
    Setr-i avret
    Riyazet çocuk riyazet
    Gayrı haram sana dokunmak
    Arkadaşının tenini bırak
    Eline bile
    Ya tefrittir ya ifrat
    Dile düşürürler
    Recim taşına tutarlar
    Dikkat et

    Tutar ellerini
    Ve sıkar yüreğini
    Edep ahlak fazilet
    Onlarca kural
    Ülkelerce kalıp kaide füruat
    Bunca Teferruat
    Her evde her bellekte bir âdet
    Kimse doyurmaz açlığını
    İşsizliğini
    Ve kimse doldurmaz hiçliğini
    Babadan oğula
    Yetmiş göbekten beri
    Kan davasıdır kalan miras
    Yazılan vasiyet
    Demeyesin yarın
    Teğet geçildi hayat

    Gayrı büyüdün çocuk
    Ağlamak yasak
    Öyle içinden geldiğince
    Salya sümük
    Artık büyüdün
    Saklanıp bir taşın yosunlu yanına
    İçine sağacaksın gözyaşlarını
    İçine ağlayacaksın
    dolana kadar o dört gözlü yürek
    Tikler, seğirimeler
    Kasılmalar
    Ta ki Felç olana
    Kalp krizi vurana dek

    Eskiden bir tarla dolusu gülerken sen
    Gayrı saksılara
    Dile
    Fısıltılara düşecek gülüşün

    Artık büyüdün be çocuk
    Kapıdan çıkarken küstüğün kişiyi
    Girerken unutmak
    Girerken affetmek yok artık

    Yokluklarda yoksulluklarda
    Çoktan yaşlandırmışlar
    İçindeki çocuğu
    Tekmeler tokatlar
    Çoktan alıp götürmüş
    Yüreğindeki gülücüğü

    Bir o yana bir bu yana
    Sen yuvanda yuvarlanırken
    Belki de öz babandan yedin
    İlk tekmeyi ana rahminde
    Onca zulüm
    Haksızlık ve riya
    Çoktan bitimiş
    annenin yüreğindeki rüya

    Çoktan öldürmüşler
    O uyurken gülen bebeği
    Çoktan çürütmüşler
    Yüreğindeki
    Pır pır eden kelebeği
    O ninnilerdeki gibi değil bu dünya

    Kim bilir
    Kaç kez teslim olacaksın muhannetlerde
    Günde bin kez ölüme

    Okul sıralarındaydı hani
    İlk baş kaldırışın zalime
    İlk isyan edişini nasılda boğdular
    Haksızlığa ve zulme

    Artık büyüdün be çocuk
    Şimdi kalbinin çatlaklarından
    Sağmaya
    Boca etmeye geldi sıra
    Gün gün içine sızdırdığım
    Damla damla
    Biriktirdiğin zehri

    Şimdi ölmeye geldi
    Öldürmeye geldi sıra
    Birileri için
    Bir şeyler uğruna
    Şimdi can almaya
    Kanamaya geldi çocuk
    Yüreğindeki kini kahrı

    Artık büyüdün çocuk
    Dünde kaldı
    Omzuna kolunu attığın
    Yahudi Filistinli
    Zenci isen soluk benizli
    Gayri hasmın senin
    Yunanlı, Rum, Ermeni çocuk
    Artık geçti bahar
    Vurgun yedi
    Ayazlara teslim yüreğindeki çiçek
    Gelen zemheri

    Hasmın için de
    Seninin için de
    Engerek olup sokmaya
    Kanamaya
    Kanatmaya
    Leş olup kokmaya geldi sıra
    Kokutmaya
    Korkmaya
    Korkutmaya geldi sıra
    Akıtma zamanıdır şimdi
    Ezberindeki şirreti şerri

    Şimdi yakmanın
    Şimdi yıkmanın zamanı geldi
    Bu dünyayı
    Bu şehri
    Şimdi kirletmeli
    Tükürmeli içine
    Ta galü beladan beri
    Akıp giden nehri

    Merhamet et
    Âdemoğlu insaf et
    Ezberinden önce
    Bir şans ver Aşka sevgiye
    Adalet adalet ama
    Törenden, terbiyenden
    Adaletten önce
    Merhamet et

    Merhamet et
    Âdemoğlu insaf et
    Aşka sevgiye bir şans ver
    Bir şans ver
    Ebemkuşağının rengine
    Bir şams ver taşa toprağa
    Güle yaprağa
    Bir şans
    Bir şans ver
    Kuşa kurda
    Oğla kıza
    Şu güzelim dünyaya

    Bunca acının sancını
    Kanın içine doğurduk seni be çocuk
    Diz üstü çökmüşsün
    Zalimin
    Zulmün
    Ve ölümün önüne
    Çalmışız denizin mavisini.
    Kulluğun ve köleliğin kitabını
    Okumuşuşuz kulağına
    Hem de sormadan sana
    Kalem olup ağlamışım yazgına
    Sen bizi bağışla
    Sen bizi affet

    Güzel yanı da var be çocuk
    Genç kız olmanın
    Güzel yanı da var
    Delikanlı olmanın
    Güzelin,
    Yiğidin en hasına vurulacaksın örneğin
    Sarmaşıklar gibi sarılacaksın sevgiline mesela
    Çöllere düşecek
    O Mecnun o Leyla
    Gecene dolup da o gözleri ayla
    Yüreğini ısıtacak
    Aşk denen o tatlı bela

    Artık büyüdün çocuk
    Şimdi
    Güneşi indirme sırası sende
    Karanlığın ardından
    Şimdi
    Gülümseme sırası sende
    Ay gibi bulutların arasından
    Resmini çizme sırası sende
    En güzelini dünyanın

    Hoş geldin delikanlı
    Sevginle
    Bilginle
    Yüreğinle
    Şimdi sevme
    Şimdi verme
    Şimdi Gelmişi geçmişi ve geleceği görme
    Şimdi direnme sırası sende
    Zalime zulme
    Yaşama sırası sende
    En güzelini sevdanın

    Dile ki
    barış olsun dünyanın dili
    Dile ki
    Yedi iklim dört köşe çiçeklerle bezeli
    Düşün ki
    düşüne girsin yarının en güzeli

    Dile ki
    Yüreğe sinsin baharın gülü nergisi
    Dile ki
    Gecene insin sevdanın ayı yıldızı
    Dile ki
    Elinden tutasın en yiğit oğlu
    Işığa ve aşka durmuş en güzel kızı

    Dile ki
    bahara dursun yarinin yüzü
    Dile ki
    dinsin şu arzı alemin kanı gaybeti garezi

    Dile ki
    Işığa ve lekimşaha dursun gökyüzü
    İste ki
    barışa sevgiye ve aşka kessin yeryüzü
    İste ki
    Sevelim sevilelim
    Güle güneşe ve gülüşe çevirelim gündüzü

    Artık büyüdün çocuk
    Çok gerilerde kaldı
    Ağzı süt kokan bebek
    Kozayı delmenin zamanıdır şimdi
    Kanatlandı o kelebek

    Hoş geldin delikanlı
    Hoş geldin
    Bak selama durmuş sana
    Secde eder önünde
    Dağ deniz yer ve gök

    Var mısın
    Kanla
    Kinle
    Nifakla
    Var mısın
    Riyayla
    Nefsinle
    Şeytanla yarışa

    Hoş geldin delikanlı
    Hoş geldin
    Var mısın
    Cehaletle
    Sefaletle
    Sınıfla
    Sömürüyle
    Savaşa
    Artık büyüdün çocuk
    Var mısın bir damla su taşımaya
    Kardeşliğe sevgiye ve barışa
    Yolun açık olsun delikanlı
    Hadi başla

    MAHMUT NAZİK 29 ekim 2008 MERSİN

    Cevap Yaz
  • Eyüp Cüce
    Eyüp Cüce

    Acı,hüzün,hasret...Şiire tebrik,şaire alkış...ölülerimize rahmet...Fazla söze ne hacet.

    Cevap Yaz
  • Ramazan Kocapinar
    Ramazan Kocapinar

    Tebrikler O siir sevdalisi yüreginize !

    Gurbet diyarindaki bir zonguldaklidan
    zonguldak a vede zonguldaklilara sevgilerle !

    Cevap Yaz
  • İbrahım Karabulut
    İbrahım Karabulut

    siirin icerigi güzel kutlarim

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (5)

Elvan Çolakoğlu