Kimselerin önüne geçmek falan istemiyorum
Ya da basıp gidenlerin ardından baka kalmak
Ne üste çıkmak muradım ne de alttan almak
Ben olmak istiyorum: aynadakine şaşırmamak!
Mevsimler: günler ve gecelerde; Ay ve güneşle
Yıldızlar hep aynı yerde duruyorlarmış! denince
Her an değişen yüzlerime anlam veremiyorum
Yollar uzuyor mu kısalıyor mu? Belli değillerse de
Her şeyin çaresi var şu kısacık ömürde; Ölümün bile!
Yeterki ruhu sönmesin insanın gömülmeden çok önce…
Dişlerim mutlaka dökülecek biliyorum çenemin içine
İsimlerin çabucak silinip, simaların kazındığı bu zihnimle;
Asıl mesele bu değil bende; hep sorduğum kendime:
Saçlarım daha çok gün görebilecek mi? Bu ömrümde
“Bir de cümlelerim daha uzayacak mı? İstemesem de…
İstediğim her şey benim ellerimin arasında mı bilmiyorum.
En çok durmak istediğim o serin ağaç gölgesinden, hayalen
Dilime ve beynime daha çok yükleneceğim bir yerlerden;
Bugün yine soruyorum kendime,
“Senin derdin ne kendinle?”
“Hiç mi sıkılmadın dünlerde tek muhabbetinden?”
Ayaklarım ve dizlerime göre mevzular değişse de
Aklıma eseni söyleyip ve dinleyebildiğimde
Yol gitmeyi seviyorum, sokaklardan; en çok diklemesine
İnanamıyorum, Yokuş çıkmayı yeğlediğime; inmektense…
Bir kez çıkınca o artık yokuş olmaktan çıkıyor görünse de
Bitmiyor! Dünyanın hangi bölgesinde var olduğuna göre…
Görünmez bir perde ile dolaşıyoruz başka bir dünya içinde
Gelgitlerin arasında bir yerde gideceğimizle ve gelemeyeceğimizde…
Hazır mevsim baharken bir yerlerde renk renk çiçek açmıştır!
O zaman şimdi haydi toparlan çıkıyoruz! Nereye deme
Sokakları gezeceğiz yanlamasana ve en çok diklemesine
Ayaklarımızın ve dizlerimizin diklenmesine aldırış etmeden yine…
Yılmaz BEKTAŞ
Kayıt Tarihi : 15.5.2023 17:34:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!