Mayonezli patates kızartması kıvamında geçti çocukluğumuz.
Çocuksu masumiyetlerimiz oldu ve gökkuşağı renginde halkalı şekerlerimiz.
Önce kırlangıçların kanatlarında farkettik ilkbaharı,
sonra bir çileğin yapraklarından soyunuşunda gördük.
Önce ilkbahara aşık olduk biz, sonra komşunun kızı Bahar'a
yapraklarımızı soyunmadık üstümüzden belki,
ama toyluklarımız çıkarıp attık eski bir çamaşır gibi.
Gri renkli korkularımız oldu ve gri alanlarımız.
Şimdiki maili değil ama postacı Nail'i iyi tanırdık.
Ufacık bir biple değil, Kocaman zilinden çıkan azgın bir gong sesiyle fethederdi sokaklarımızı.
Ve henüz yoktu sokak köpeklerinin kulaklarındaki metal plakalar
Üstümüzden geçen uçaklardan çok bıraktığı izlere dalardık
Kirli beyaz geçmişlerimiz ve kirli beyaz geleceklerimiz vardı ceplerimizde.
Sonra cikletlerinin içinden çıkan artist resimlerimiz oldu.
Ayhan Işık, Sadri Alışık ve Yılmaz Köksal.
Kumara benzer bir artistli kart oyununda kazandığım Yılmaz Güney resmi çalmıştı,
meleklere teslim edildiğim bir uykuyu.
Ve sivilcelerim
ve öfkelerim
ve illede sevdalarım oldu, hepside pamuk helva tadında
Dün geleceğimi görünce ıslak bir yağmurun peşi sıra koşarken
geçmişime baktım ardı sıra.
Baktım sivilcelerimi gördüm.
Baktım sevdalarımı gördüm
Ve öfkelerimi gördüm kırmızı bir gül gibi.
Çocuksu masumiyetlerimizi aradım ısrarla. Bulamadım.
Tekrar aradım.
Çocuksu masumiyetlerimiz gazoz kapağına maç yaptığımız günlerde kaldı gülüm,
gazoz kapağına maç yaptığımız günlerde.
Kayıt Tarihi : 22.12.2018 03:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!