HACI VELİ EFENDİNİN DAMI, HOYUN
Bizim Dereköylülerin köyülülerin hoş görüsü sonsuzdur. Ve iş hicive, şakaya geldimi sınır tanımaz. Bir aray gelmeye görsünler, her biri başka bir nasreddin hoca, bektaşi.
İster dini,,ster bilimsel olsun, mantıksız bir şeyi peygamber de söylese kimse kabul ettiremez Dereköylüye.
Bizim köyde rahmetli bir Vacı Veli hoca vardı.
Ölünceye kadar ne maaş ne bir ücret köyün imamlığını yapmıştı. Köyün sadece imamı değil hakimi savcısı, … Allah gani gani rahmet eylesin, oldukça hoş görülü biri kişiydi. Köylü camide her türlü şaklabanlığı yapar, uyarırsa da talı sert bir tavırla uyarırdı.
Caminin minaresi felan diğer evlerden ayırt edici bir özelliği olmadığından mı, yoksa ölümüne kadar imamlık yaptığından mı bilmem cami deyince ilk akla gelen Hacı Veli Efendi olduğundan, Camiye Hacıveli Efendinnin Damı da derlerdi. (şimdi tenekeden bir minare yaptılar da cami olduğu belli oldu, sanırım türkiyenin tenekeden minaresi olan tek cami bizim camidir, yani bir ilk)
Bir çok yerde kuran el basarake yemin edilirken. Bizim köyde biri bir suç işlese, belki de Kurana yüklenen ulviliğin kaybolmaması için kurana değil cami duvarına el çarptırılırdı. Öyle ya yalan yere biri kurana el çarptı, ağzı yüzü eğilecek diye beklerken bir şey olmadı… Ne olacak şimdi, adamın Kurana olan inancı kalmayacak. Zaman içinde kuranın o emreden hükmüne kimse şnanmayacak, yok olacak, değil mi ya. Varsın kuran değil Hacı velinin damı çizdirsin karizmayı.
Köyde, bir gece yarısı adamın biri birinin malını mı gelmişş, karısına mı dolanmış, her neyse, adamın haberi olur hırsız kaçar. Ama köperden (merdivenden) inerken kaçan adamın şapkasından yakalar. Adam kaçar, şapkası elinde kalır. Bu şapka kimin; felan adamın. Zavvalım, şehir de uzak ki aynı şapkadan birini alıp, belli olmasın.. Adam ertesi günü gabak gibi bir kafayla orta yerde dolaşıyor. EH FAİL BELLİ. Adamı köyde halk mahkemesine çekerler.
Ama adam inkar eder, ben yapmadım da yapmadım. Biri düşmanlık için şapkamı çalmış felan der. Ama ayakkabı değil ki çalınabilsin. bir don, bir de şapkam çalındı demek pek inandırıcı gelmez. E ee şahit de yok, karanlık o olduğundan emin de olamazsın. Olabilir mi? Milyonda bir olasılık da olsa olabilir.
Bunu Ancak Hacıveli Efendinin Damı halleder Velhasılı Hacıveli efendinin damının kerametine kalmış dava.
- Madem ben yapmadım diyorsun, camiye el bas o zaman derler.
Gel gör ki sanık da dini de bütün. Camiye el basarsam ağzım yüzüm çarpılacak diye korkusundan:
- Yapmadığım bir şey için neden camiye el basayım? ’ kıvırır.
Kayfeci Mustafa rahmetli muhtardı o zamanlarr. Bakar ki öyle fazla bir zarar ziyan yok Üstelik adam öyle birisi değil, garibanın da teki. Davacı dersen tam bir şerefsiz. Ama haklı.
Demek ki bu garibana bir şey yapmış ki bu da onun için gitmiş diye düşünür. Ancak camiye el çarpmazsa, iş anlaşılacak köyde kan gövdeyi götürecek.
Adamı köşeye çeker:
- Oğlum, belli ki bu haltı sen yemişsin; Ama ben, seni bilirim bu namussuz sana bir kötülük yapmasa sen böyle bir şey yapmazsın.
Hacıveli efendi’ nin damına el bassan ne olacak. Git de canını kurtar, der.
BUNU NEDEN ANLATTIM
Öyle bir zamana geldik ki; her türlü haltı yiyen, Allah’ın adıyla yiyior yediği haltı, yakalanmışsa yine Allah’ın adıyla kurtarıyor kendini.
Adam sülalesini devlet memuru yapmış: ‘ Ben inançlı adamım. Kuran yakınınızı koruyun kollayın, diyor’ diye savunuyor.
Adamın oğlu parayı sıfırlayacak, ağzında Allah.
Müteahhit, ihaleye girecek önce sakal çevirtiyor.
Çocuğunu işe girdirecek, başına türbanı çeken doğru vekili buluyor. İşin garibi bu zihniyettekilerin başı türbanlı, yukarısı dindar da aşığısını ne sen sor ne ben söyleyeyim.
Adama nikahını şartını sorsan birini bile bilmez, Beynamaz Allahsız liberal yazarlar bile imam gibi fetva verir oldu.
Adını oğluna sağladığı ayrıcalıkla milyader etmiş bakanımız Amerikaya doktora gidecek ya, karısına vahiy geliyor: ‘Ya … bilmem ne, sen Amerika’ya git.’
Bakan karıları, saray yakını artistler bir namussuz hırsızın parasıyla şeytan taşlamaya gider. (MEKKE’DE MEDİNE’ DE NE ŞEYTAN ARIYORSUNUZ A MÜBAREKLER, NASIL OLSA İŞİN KOLAYINI BULMUŞSUNUZ, OTURUN BİRİBİRİNİZİ TAŞLAYIN)
Hırsızın ağzında allah, namussuzun zikrinde Allah, kahpenin şeklinde Allah Velhasıl din ayağa düştü bu memlekette, tilkisi de Müslümanım diye çıkıyor ortaya çakalı da.
Herkes bütün günahına, namussuzluğunu kurandan bir ayet indirerek kendini aklamaya suçunu Allah’a yüklemeye çalışıyor.
Bunlar DİNİ, İMANI, Kuranı; Hacıveli efendin damına çevirdiler hoyn…
Mahmut Nazik Nisan 2015 Mersin..
Kayıt Tarihi : 22.4.2015 18:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!