Yazamadım derdimi… Hiçbir mektup, hiçbir şiir anlatamadı sana içimi.Gülleri kanatlandırdı sevdam,dağları türkü yaptı.Bir seni birde o güzel gözlerini yarim; aşamadı,olmadı…
Kar altında kalmış bir güldür sana sevgim. İmkansızların sürgünüdür. Daha önce hiçbir kalemin yazmadığı, yazamadığı inatçı savaşçıların söz dinlemez süngüsüdür! Üzgündür belki düşleri ve doğan günü belki ölümdür. Yinede seni sevmek dönmeyeceğim bir onur sözüdür!
Kalbime, şiirlerime, kınaya sonra rüzgara verdim ben sözümü. Özümü yitik bir şarkının efkarına boyadım. Kuşandım yüzyıllar ötesinden gelen zırhımı. Şimdi seni kazanma savaşındayım.Artık kan güldür bu meydanlarda,can sevdadır,kurşun şiirdir ve sen zafersindir! Senden vazgeçmek mümkünmüdür söyle? Neden yaşasın ki bir savaşçı senden vazgeçmeyi bir an olsun düşünecekse!
Sanırım dönüş yok bekleme artık
Bıçaklandı benim bütün umudum
Soğuk kaldımlara uzanıp kaldık
Ölüyoruz her gece biz yudum yudum.
İçimde voltada soylu bir acı
Ufkuma saplanır kurşun gözlerin
Kutsal bilip vatanın mukaddes toprağını
En yüceye kaldırıp İslam'ın sancağını
Zirvelere asarak Türk'ün al bayrağını
Mübarek tekbirlerle gökkubbeyi delelim!
Öleceksek yiğidim! Adam gibi ölelim!
Evlad-ı Fatihan söyle marşını
Besmelen Ay-Yıldız ve hilaldedir
Yokuşlar aşılır dik tut başını
Mübarek sancağın ehil eldedir.
Sahabenin ezan dinmez duası
Eşrefi mahlukat, adem oğluyuz
Yolumuz sevi'dir, aşkla doluyuz
Kulunu Hakk için severiz amma
Biline zalime koç Köroğlu'yuz.
Yazmıştır destanlar bizi tarihe
Coniye ve hansa yolu sordukça
Papaya, hahama selam durdukça
Şu aziz vatanı içten vurdukça
Sen benim türkümü anlayamazsın.
Başımda yıldızdır, yüzümde çizgi
Her külün ataşten bir payesi var
Saçımda parlayan bu beyaz ezgi
Her telin sevdadan hikayesi var.
Yükünü taşıyan siyah karınca
Uzaktan gelmişim gönlüm yaralı
Bana türkü söyle dağlar maralı
Elleri kınalı, bahtı karalı
Notası yıldız ve ay gibi olsun
Yaylada demlenen çay gibi olsun.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!