Duyamıyordum sesini
Fakat sesleniyordum her şeyimle
Sen de duymuyordun
Fakat karşımdaydın
Bir ihtimalden korktun
Olup olmaması değildi mesele
Saçların ince ince düşüyor gözlerinin önüne
Mavilikte bir kızıl gölge gibi
Ve yıldızlar saklanıyor uçsuz bucaksız bir karanlığa
Ve maviliğin önünde bulunmayı bekleyen yıldızlar milyarlarcasına
Seni bulmak sana ulaşmak istiyorlar ama ellerinden bir şey gelmiyor çünkü onlar karanlıkta bir nokta
Bir anlamı yok yıldızın karanlıkta tek başına
Özgürlüğün kanat çırpışıydı bu baktığım maviliğe
Milyarlarcaydı belki de umudumun kanatları
Milyarlarcaydı belki de seni bekleyişimin geçmek bilmek istemeyen saatleri
Bir ateş kuşu oldu yüreğim
Ürperiyorum yanlış yere uçmasından,
konmasından,
Korkuyorum kanatlarını vuramamasından
Korkuyorum ayrıldığı yere konamamasından
Diniyor ateşi yüreğimin
Yolun karşısında gözleri siyah bir çocuk
Ağlıyordu
Gözlerinin her bir damlası rengarenkti
Anlamsızca etrafına bakıyordu
Habersizdi bu mavi yeşil gezegenden
Çiçeklerden, bulutlardan, yıldızlardan, güneşten yağmurlardan
Duyuyor musun, kayan mavi bir yıldızın sesini karanlığında gecenin
Anlıyor musun, kara bir örtü gibi kaplarken bütün bir gökyüzünü gece, o yıldızın geceyi arkasında bırakamayacağı hissini
Muhtemelen biliyordu kendisi de kaybolduğunu ve bilmiyordu o mavi yıldızlar diyarının nerede olduğunu
Lağvolmuştu sanki her şey, bir bıçak yarası gibi soğumuştu her yer
Aslında umuyordu kurtulacağını yırtıp atacağını kara örtüyü ama bilmiyordu daha aşk ile dolu olduğunu
Kana susamış soğuk beyaz rüzgarlar
Tek tek toprakta küçük oyuklar açan yağmur damlaları
Ve arasında yürüdüğüm yaprakları kurumuş ağaçlar
Sonbaharın yalnızlığı ve ağırlığıyla ne yapacağımı da bilmiyorum
İnce kırmızı gül sesin
Sesini herkesin duyduğu gibi duyuyorum
Soğuk bir gecede
Buğulu bir gaz lambası gibiydi düşlerim
İçinde cevher gibi parlayan bir ışık
Dışındaysa tahmin edilmesi güç bir yalnızlık
Işığım söndüğünde ya da çatladığında fanusum
Yani yaşlandığında düşlerim
Ne yediğimin ne içtiğimin tadı var
Ne olacak böyle sonu nereye varacak
Durduramıyorum zamanı
Geçip duruyor günler haftalar aylar yıllar
Çarparak omuzlarıma
Kan oturdu bağrıma
Yalnızlığı içiyorum
Yanımda tanıdık bir yüz, eskilerden
Hayır tek değilim, yalnızım
Yanımda tanıdık bir yüz, hasretin
Çağırmadım onu aslında
Severim ben bir başıma düşünmeyi seni
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!