Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma inceleme) ...

Mustafa Ceylan
658

ŞİİR


21

TAKİPÇİ

Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma inceleme) -4-BAYRAM... BAYRAM...

Hacı Bayram-ı Veli-(Araştırma_inceleme) -4-BAYRAM... BAYRAM...

MUSTAFA CEYLAN
************************

BAYRAM…BAYRAM…

Mü’minlerin birlik olduğu, barıştığı, gönüllerin kaynaştığı bayram.

Öksüzün, gâribin, yetimin, sevindiği en güzel gün Bayram…Dünya üzerindeki bütün Müslümanların sevindiği, güldüğü, tevhid meyinin içildiği en nadide, en güzel gün: Bayram, Gözyaşının, ıstırabın, çilenin, tasanın, kavganın son bulduğu gün: Bayram…,

Hacı Bayram, Solfasol (Zulfadil) köyüne döndü. Solfasol köyünde bayram vardı. Aşk ve sevgi rüzgârı, Ankaralıların ciğerlerine doluyordu.

Mıknatıs, Solfasol köyüne gelip, oturmuştu. Çekiyordu…Çekiyor ve nefsin taş yüreğini eritiyor, kafasını koparıyordu…

Günlerden bir gün, acele Aksaray’a çağrıldığını öğrendi. Anlamıştı. Can evine bomba düşmüştü. İçindeki gürültülerden anlıyordu bunu…
Koştu…Aksaray’a heyecan, kan, ter içinde vardı. Şeyhi, mürşidi(öğretmeni) hasta idi. Gayet bilgili can insan olan mürşidinin oğlu Yusuf Hakiki de üzüntüler içindeydi.

Dertleri, olayları, sathi olarak gören gözler, Somuncu Baba’nın kendi yerine kime vekâlet bırakacağını, merak ediyor ve tartışıyordu.

Somuncu Baba, vâsiyetinde her şeyi açıkça belirtmişti. Aşk ve iman bayrağını taşıma görevi Hacı Bayram’a verilmişti.

Aşk ve iman bayrağını her el, her yürek taşıyamaz. O bayrak hak edene verilir. Hak eden, artık dünyanın en büyük ve en mühim vazifesini almış demektir. Çünkü, o bayrak, Peygamberler tarafından evliyâlara, verilmiştir.

Elinde, aşk ve iman bayrağı. Hacı Bayram veli, Ankara’ya döndü.

Ankara beklediğini buldu. Hacı Bayram Veli’nin dergâhı bir okul oldu.

Aşka talip olan her kişi, bu okulun talebesi olmak için can atıyordu.
Okulda öğretilen ilimlerin hepsi, sevgili Peygamberimizin işaret buyurduğu, yaşadığı, yaşaması için çaba sarfettiği ilimlerdi.

Ölmeden ölmek…

Veli, ölmüşken ölmemek…

Her ikisi de aynı mı?
Yoksa, biri diğerinin neticesi mi?

Kul olmanın, yaratılmanın, dünyaya gönderilmenin asıl gayesi, ölmeden ölmek veya ölmüşken ölmemek değil mi?

Peki, madem öyledir, aşk ve iman bayrağını elinde taşıyan, Hacı Bayram Veli de, yola giren can dostları, talebeleri için, bir sistem, bir ekol, bir büyük manzumeyi ortaya koyması gerekmez mi idi?

Ölmüşken ölmeyenlerin yolunu bulmak, bütün bu yolların bir sistematiğini çıkarmak elzemdi.

Çalıştı, uğraştı, didindi, hâcet kapısından diledi ve aradığını bulup, sistemi, yepyeni nurla bir şafak misâli ortaya koydu.

Zincirin halkaları, yeni yeni halkalar ilâvesiyle gittikçe büyüyordu.

Müslüman Türk milletinin göz bebeği olmuştu Ankara, Ankara’daki Hacı Bayram dergâhı.

Mustafa Ceylan
Kayıt Tarihi : 9.1.2009 12:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Mustafa Ceylan