HACI BAYRAM-I VELİ' NİN İKİ TALEBESİ: BEDRETTİNLER
MUSTAFA CEYLAN
************************
İNCE BEDRETTİN
Hacı Bayram-ı Veli Hazretlerinin güzide talebelerinden birisi olan İnce Bedrettin, önceleri Somuncu Baba (Hamiddüddin Aksarayi) nin talebesi idi. Somuncu Baba’nın ebedî âleme irtihalini müteakip Ankara’ya gelmiş, kısa bir süre sonra Hacı Bayram’ın en sevdiği talebelerinden birisi olmuştur.
Somuncu Baba ile birlikte İran dolaylarından geldiği söylenen İnce Bedrettin, Hacı Bayram’la mânâ ilminin doruklarına ulaşmıştır.Hacı Bayram’ın sohbetlerinden kemalât derecesini yakalamış ve ondan sonra da Bursa ve Lârende çevresinde ilim-irşad ıiıklarıyla kendisine gelenleri yıkamıştır. Kendisini seven, meclisinde yapılan sohbetlerden müstefid olanlar felâha ermişlerdir.
**
O ve O’nlar, hep ideali aramışlar, bulmuşlar, güzel olanı oluşturmuşlardır.
Evet ideal…ideal ruh. “İnsanları tenvir etme yolunda koşanlar, hep onların saadetleri için çırpınıp duranlar, hayatın çeşitli uçurumlarından onlara el uzatanlar, kendilerini idrak etmiş öyle yüce ruhlardır ki, bunlar içinde yaşadıkları cemiyetin koruyucu melekleri gibi, toplumu saran musibetlerle pençeleşir, fırtınaları göğüsler, yangınların üzerine yürür ve muhtemel sarsıntılar karşısında, daima tetikte bekler dururlar.” (1)
İşte hakkında pek fazla bilgi bulamadığımız İnce Bedrettin’de ideal ruhlardan birisidir.
Ankara, Bursa ve Lârende’de dost meclisleri kurmuş, gönül fatihliği yapmış bir ulu zat.
*********
KIZILCA BEDRETTİN
(BEDRETTİN-İ AHMER)
******************************
Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin talebesi…
1- Allah’ın seçilmiş kullarından olan Veliler, insan oğlunun
İman
Ümid
Teselli
Sevgi kapısıdır.
2- Anadolu Velileri, 1071 Malazgirt zaferinden evvel ve sonra Anadolu’yu Türkleştiren, Anadolu’yu ebedi Türk Vatanı yapmak üzere destur almış ve aldıkları ilâhi emrin ve müsaadenin icabını icra etmiş alp erenlerdir.
3-Hacı Bayram-ı Veli Osmanlı-Türk cihan devletinin buhranlı FETRET yıllarında hocası Somuncu Baba-Hamidüddin-İ Aksarayî ile yaşamış ve Türklüğün ve Türk Devletinin vahdet idrakini tesis ve yaymak hususunda velâyet rütbesini İZHAR ederek Anadolu’nun her köşesine talebelerini yollayarak Anadolu’nun manevi hâmisi ve sahibi olmuştur.
4-Günlük hayatı meçhulümüz olan ve toprak adamlarının ve sade insanların yani milletin ekseriyetinin gönül mimarı olan Hazret, Roma’nın mermer AUGUSTUS güneş mabedinin bitişiğine ahşaptan cami’sini yaparak;
Tevazu ile kibirin
Allah ile yapma put’un
Sevgi ile soğukluğun
Sevgi ile zulmün
Birlikte idrak edilmesine yardımcı olmuştur. AUGUSTUS, güçlü Roma İmparatoru, şimdi yalnıza tarih bilenlerce kısa anılmalara mevzu olurken; Hacı Bayram-ı Veli, Türklük dünyasının eksilmeyen sevgisi ile halâ yaşamaktadır.” (2)
Kızılca Bedreddin’de Hacı Bay ram-ı Veli Hazretlerinin Anadolu’nun Türkleşmesi için görevlendirdiği alperenlerden birisidir.
O, İstanbul’u feth eden kahraman ordunun mânevî mimarlarından birisidir.
İstanbul’un 'İSLÂMBOL' yapılışı, gemilerin karadan yüz dürülüşü, surlara Müslüman-Türk’ün zafer bayrağının ilk çekilişi sırasında, Kızılca Bedreddin gibi, Hacı Bayram Erenleri, ordunun mânevi komutanlığını yapmışlardır.
Akşemseddin, Akbıyık Sultan, Baba Yusuf Bayramî, Durmuş Dede, Şeyhoğlu Edhem Baba, Ferruh Dede, Kavas-Başı, Keskin Dede, Mecdüddin İsâ gibi daha bir çok Hacı Bayram ereni fetih ordusunda görev almıştır. İşte bunlardan birisi de Kızılca Bedreddin’dir.
Kızılca Bedreddin, aynı zamanda âlim ve mutasavvıftır.
Hacı Bayram-ı Veli Hazretleri’nin tavsiyesine uyarak, Fahreddin-i İrakî’nin LEMEÂT adlı eserini Türkçeye çevirmiştir.
Peygamber (s.a.v.) ’mizin övdüğü, çağ açıp çağ kapatan ordunun içinde yer alan Kızılca Bedreddin’in mezarı şu anda Rumelihisarı şehitliğinde bulunmaktadır.
Fetih dedik de, istedik ki, o fetih anından bir manzara sunalım:
“Asker kaleye karşı bir sel gibi aktı. Kös ve tâbl ve nây sedası feleği iniletti. Toprağını göklere savurdu. Ve nice ceng azmanı pehlivan, Konstantiniye kalesi kapusuna kılıç vurmak için at sıçrattılar.
Karşı taraftan dahi, Konstantiniye tekfuru-ki ona Kayzer-i Rum derler- ve kefere memleketlerinden, merd cinsinden namlu pehlivanlar ki kulluğuna bel bağlamışlar- kendi zanlarınca gaza niyetine Konstantiniye’ye gelmişlerdi. Bu tekfur, hasmına baş indirir mel’un değildi. Bu gayretli cahiliyet gereğince ifritini ve nice kudurmuş itini, kendilerini ve atlarını baştan ayağa demire gark eyledi ve onları kırışmak için kapu önüne gönderdi. Her kapu önünde dehşetli savaşlar oldu.
Buna makabil devletlinin azapları ise nice hamleler yapıp kâfiri püskürtüp kale tokadına koydular ve kale kapularını yıprattılar. Bu aralıkta nice başlar kesildi ve diri kâfirler alındı. Kale üzerine kaza-i rabbani gibi sarkıtıldı. (3)
İşte böyle…
Adaletsiz bir şehir adalete kavuştu Konstantiniye İslâmbol oldu. Hacı Bayram erenlerinin aşk ve iman ateşiyle ışıl ışıl oldu…
Adalet dedik de; bilge kişilerden nakl edilir ki, beş şey olmadan kemal süsü ile süslenilmez.
Ölçüsü düzgün olmayan terazi iyi tartmaz.
Çeliği iyi dövülmemiş parlak kılıç bir işe yaramaz
Güzel olmayan söz iyi bir sonuç vermez
Amelsiz ilim netice vermez
Adaletsiz ülke bâki olmaz. (4)
Onun için, Türk ülkesi ebedîdir, bâkidir. Kızılca Bedreddin gibi nice Hacı Bayram erenlerinin ellerinde, dualarında şekillenen bu ülke sonsuza kadar kalacaktır. Hür-Türk-Müslüman olarak…
-------------------
(1) Şahin, M. Abdülfettah, Kriterler -2, Zaman Gazetesi Yayını,
İzmir-1991, Sahife: 145
(2) Bolak, Ahmet Aydın, 1. Hacı Bayram-ı Veli Sempozyumu bildirileri, T. C. Ankara Valiliği- il Kültür Müdürlüğü yayın No: 3, THK Basımevi, 1981, Sahife: 59
(3) Tursun Bey: Tarih-İ Ebul Feth (Fatih’in Tarihi) , Tercüman Gazetesi 1001 Temel Eser NO: 21 Sahife: 27
(4) Tursun Bey: a.g.e, Sahife: 49
Kayıt Tarihi : 10.1.2009 02:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!