Hacetdede Zirvesi... (Gezi Yazısı)

İlhan Biçer
58

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Hacetdede Zirvesi... (Gezi Yazısı)

2010 Yılının ikinci günü için dağcı ekip arkadaşlarla Bademli Hacetdede zirvesine çıkmaya kararlaştırmıştık. Ekibimize yeni katılan, hem mahalle hem sınıf arkadaşım, Yaşar’da ilk defa bizimle zirveye çıkacaktı. 02 Ocak 2010 Cumartesi günü sabah saat 07.30 da Göçmen kahvehanesinde buluşarak arabayla Bademli beldesine gittik.

Gökyüzüne baktığımızda yer yer açık yer yer kapalıydı. Gökyüzündeki bulutlar ilginç şekiller oluşturmuştu. Lodosun etkisiyle ılık bir hava vardı. Bademli beldesine geldikten sonra orada ki çeşmelerden sularımızı doldurup, zirveye tırmanmak için hareket ettik.

Bademli beldesinden zirvelere çıktıkça bol oksijeni ciğerlerimize derin derin çekiyorduk. Dere boyu giderken akan derelerin ve şelalelerin müthiş bir görüntüsü vardı. Şehrin gürültüsünden ve kirli havasından uzaklaşıp buraları gelmek için hafta sonunu sabırsızlıkla bekliyordum. Doğa da yürümek bambaşka bir duyguydu.

Yaklaşık bir saatlik bir yürüyüşten sonra yağmur çiselemeye başladı. Yağmurluklarımızı giyip yola öylece devam ettik. Arada bir kuru kayısı, badem, siyah üzüm atıştırıyorduk. Su içmeyi de ihmal etmiyorduk. Yaklaşık yarım saat sonra karabiber büyüklüğünde dolu yağmaya başladı. Yağan dolu eldivenimiz olmadığından ellerimize çarptıkça çok acıtıyordu. Ellerimiz yavaş yavaş üşümeye başlamıştı. Hava belki açılır beklentisiyle yaklaşık böylece yarım saat daha yola devam ettik. Maalesef hava daha da şiddetini artırıyordu.

Dolunun yağma hızı daha da artıyordu. Yağan doludan yerler bembeyaz olmuştu. Bir süre sonra yerdeki dolular üst üstte birikip buzlanmaya dönüşüyordu. Buzlu dik yamaçlardan ilerlerken kaymamak için çok dikkat ediyorduk. Gökyüzünde ise art arda şimşekler çakıyor, gök gürlüyordu. Yüksek yerlere çatırdayan seslerle yıldırımlar düşüyordu.Yaklaşık 200 metre yukarıda rakım ……. Çoban evi vardı. Oraya kadar ulaşıp, orada bir süre beklemeye ve sonra oradan Hacetdede zirvesine tırmanmayı düşündük. Yolumuza öylece devam ettik.

Dolu yağmaya devam ediyordu. Bir süre sonra sisler içinde kalmış olan çoban evi göründü. Çobanın evine yaklaşık 20 metre yaklaşmıştık ki, rüzgâr şiddetini arttırmış fırtınaya dönüşmüştü. Dimdik yamaçta buzların üstünde güçlükle yürürken bir de fırtınanın çıkması yürümemizi daha da zorlaştırmıştı. Ayakta dahi duramaz hale geldik. Olduğumuz yerde hedef küçülterek beklemeye başladık. Fırtına etkisini kaybeder diye bekliyorduk. Böylece bir süre bekledik fakat beklememiz boşunaydı. Fırtınanın kesileceği yoktu. Hedef küçülte küçülte çobanın evine kadar gittik. Çoban evde yoktu. Burada ıslanmış elbiselerimizi değiştirdik. Havanın açmasını bekledik ama havanın açmaya pek niyeti yoktu. Dağlar, öyle bir şeydi ki kendisi müsaade etmedikçe kimse zirvesine çıkamazdı. O gün bize de müsaade etmemişti. Direnmeye zorlamaya gelmezdi dağlar. Geri dönmeye karar verdik.

Çobanın evinden çıkıp tekrar Fırtınadan dolayı hedef küçülte küçülte inişe başladık. Fırtına ve buzdan zorlukla iniyorduk. Yaklaşık böyle yarım saat sürdü inişimiz. Aşağılara indikçe arada bir güneş çıkıyordu. Bademli beldesinin göründüğünde üzerinde harika bir gökkuşağı oluşmuştu. Bu güzel manzaranın önünde resim çekilerek yolumuza devam ettik. Bademli beldesine geldiğimizde arkama dönüp baktığımda zirvelerin tepesinde hala simsiyah bulutlar vardı.

Kendimizi Bademli beldesindeki Ethem ustanın kahvehanesine attık. Orada Ethem ustanın demlediği tavşankanı çayı ile kahvaltımızı yaptık.

Yılın ikinci gününde Hacetdede zirvesine çıkamasak ta doğada böyle maceralı bir yürüyüş yapmaktan çok keyif almıştık…

03 OCAK 2010

İlhan Biçer
Kayıt Tarihi : 4.1.2010 13:30:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İlhan Biçer