Belki de koca bir şehrin gecesini içime çekmem gerekti.
Vedalarımı yüklenip vatanıma dönmem gerekti.
Çiçekler içinde gülleri yakmam gerekti.
Gerekeni yaptık.
Karanlığı yıldız eyleyip, küller diyarında yangın çıkardık.
Şimdi ayrılıkların kanadı göklere değsin.
Ayaklarımdan limon ağaçlarının feryadı çekiliyor.
Omuzlarım kaldırım taşlarının seslerinde eziliyor.
Yağmurlar akşamsız kollarımdan süzülüp de,
Düşmüyor kalp kafesine…
Yağmurlar, isyanlarımda takılı kalmış hancı…
Kabrimde rahat uyuyayım diye bunca koşuşturma..
Karanlık bastığında aydınlık dolsun diye içime bunca curcuna..
Kemiklerim ezilmesin sıkılmaktan diye bunca emek...
Bir yer var.
Hakikat diye..
Umudumun ismi sensin...
Mavinin adı sen..
Ama bundan bir tek senin haberin yok.
Yer,gök ve bulutlar sözleştik..
Seni seviyoruz.
Seni sevmekle meşgulüz.
Masum mutluluklar yeter bana..
Bir çocuğun gülüşü yeter.
Bir kuşun göğü süsleyişi...
Bir yaprağın rüzgârda süzülüşü yeter...
Masum mutluluklar yeter bana..
En içten, mutluluklar yeter bana..
İki kuş...
Uçsuz bucaksız gökyüzünde...
Birbirinden habersiz iki kuş...
Güneşe yol alan iki garip yolcu..
İki kuş ki,
Bir gün aynı mevsime uçacak olan...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!