Hac Hatıraları 9 Veda Hazırlıkları

Osman Erdoğmuş
563

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Hac Hatıraları 9 Veda Hazırlıkları

VEDA HAZIRLIKLARI

Yarın yolculuk var diye bu akşam hiç yatmadım. Çünkü yatarsam erken kalkmam zorlaşacak. Gece 00,30 a kadar otelin önünde arkadaşlarla muhabbet ettik. Sonra Ahmet arkadaşımı kaldırdım. Yürüyerek Mescid-i Nebeviye gittik. Ve hemen “Cennet Bahçesi” diye tarif edilen Peygamber Efendimizin (SAV) kabri ile minberi arasındaki yeşil halılarla döşenmiş yer. Sair zamanlarda bulabildiğimiz bir yerde kısa bir zaman için (2 rekat namaz kılana kadar) rica minnet bulabildiğimiz yerler, ne kadar sakindi. Kapılar yeni açılmıştı. Bu kadar sakin ilk defa görüyorum burasını. İstediğimiz yerde bir çok defa ikişer rekat namaz kıldık. Bu arada yavaş yavaş gelenlerde oluyordu. Keşke şimdiye kadar bu taktiği uygulasaydık. Ne kadar rahat oluyormuş.
(Aşk İkliminde Medine-i Münevvere havasını teneffüs eden dostlara; bu tavsiyemi dikkate almalarını özellikle tavsiye ediyorum.)

Oradan Efendimizin sohbet ettiği mekana geçtik. Kabirlerinin arkası. Takriben 70-80 metrekare, zeminden bir karış yüksek; bizim müezzinlerimizin bulundukları bölüm gibi. Orada da Kur’an okuyup kaza namazı ve nafile namazları kıldık. Hiç kimseyi incitmeden, kırmadan, rahat bir şekilde ve istediğimiz kadar huzurla ibadet etmenin şerefine nail olduk. Gece uyumadığım için uyku iyice bastırınca bir köşede biraz uyudum. Sonra abdest tazeleyip sabah namazını kıldıktan sonra dışarı çıktık.

Dışarıda bizim kafileyi bularak onlara uyduk bu sefer. Kur’an’dan ayetler, ilahiler, dualar, okunduktan sonra otellerimize döndük. Eşyalarımızı toparlayıp valizlerimize yerleştirdik. Ve beklemeye başladık. Öğle ile ikindi namazlarını Hareme gittik ama hemen döndük. İkindiden sonra kamyonlarımız geldi. Eşyalarımız yüklendi. Bizi de tatlı bir heyecan sardı tekrar.

İhramlarımızı(üzerimizdeki bütün elbiselerimizi çıkartıp, iki parçadan olan beyaz örtü) giyinip hareket saatini beklemeye başladık. Akşam namazını otelimizin yanındaki bir camide kılıp, namazdan sonra hareket ettik. Tekbir, Tehlil, Telbiye getirerek yolculuğumuz başladı. Öğleden sonra girdiğimiz Peygamberimizin şehri Münevver Medine’den, yatsıya doğru ayrılıyorduk.

Bu dünyada, benim gibi günahkar ve aciz bir kula nasip olan böyle bir devlet için Bizi yoktan var eden Yaratanımıza ne kadar şükretsem azdır. Beni burada Alemlerin Efendisi, Enbiyalar Sultanı, İsmini ve kendini övmekten aciz kaldığım, Peygamberime komşu yapıp, O’nun ayak bastığı topraklarda soluklanmak, mücadele ettiği şehirde dolaşmak, O’nun kabri yanında gölgelenip, şefaatini arzulamak gibi bir nimetle şereflendirdi. Elhamdülillah.

Pasaport işlemlerimizi bitirdikten sonra mikat sınırındaki camide iki rekat ihram namazı kıldık. Niyetlerimizi yapıp hacı adaylığından hacı olma şartlarını yerine getirmeye başladık.

Üç çeşit hac var.

1. Haccı Temettu: Türk hacılarının en çok tercih ettiği hac. Ziyaret tavafından sonra ihramlardan çıkılıyor. Kurbanını da burada kesiyor.

2. Haccı İfrat: Kurbanını burada kesmiyor. Bir daha bayramın birinci gün ihramdan çıkıyor. Türk hacıları pek tercih etmiyor. Bizim kafilede bildiğim iki kişi bu hacca niyetlendi. İkisi de ikinci gelişleri idi. Bir tanesi önceki gelişinde Kıran Haccına, ondan önceki gelişinde Temettu haccına niyetlenmiş ve son olarak da İfrat haccını yerine getirmek istiyordu.

3. Haccı Kıran: ifrat haccı ile aralarında bir kurban var. Kurbanı kesip ihramdan çıkıyorsun. Kurban bayramı ne kadar uzunsa, görev de o kadar zorlaşıyor. İhramlı iken yasaklarda başlıyor tabi. Üzerinden kıl koparamıyorsun mesela. Yerden ot koparmak, sinek öldürmek yasak. Yani sabır istiyor. (Hacc-ı İtfayla arasındaki fark kurbanını Mekke2de kesmemesi.)

Biz kıran haccına niyet ettik. Zaten bayrama da 5 gün var. Bayrama az bir zaman olduğu için bizim kafiledeki gençlerin çoğu kıran haccına niyet etti. Kayın validem yaşlı olması hasebiyle Hacc-ı Temettuya niyet etti.

Niyetlerimizi yapıp yola çıktığımızda saat 22,30 u gösteriyordu.

Medine-i Münevvere’de yaşadıklarımı acizane bir şiire sığdırdım. Sizlerle paylaşmaktan da gurur duyuyorum.

AŞK İKLİMİ 1

Müminin heyecanı deryaları doldursun,
İman çağlayanları hiç durmasın hep coşsun.

Karıncalar misali Mescid-i Nebevi’ye,
Akan müslümanların hepisi felah bulsun.

Yeşil Kubbe müminin gönlünde bir incidir,
Ya Nebi (s.a.v) Sen,Rabb’imin Habibisin,kulusun.

Yanında arkadaşın Ebubekir ve Ömer,
Hüccacın milyonları size rahmet okusun.

Ravzanda dökülen yaş ve kılınan namazlar,
Bir nefestir cennetten içimizi doldursun.

Ne muhteşem manzara ve o kadar da sade,
Cennet görmek isteyen Cennet Baki’ye koşsun.

Kuba; namazın cemaatle ilk kılınışı,
Ve devlet temelleri üzerine otursun.

İki kıblesi olan kıbleteyni görsün de,
Çeksin iliklerine ciğerleri doldursun.

Dile gelse şu Uhud,ah içini bir dökse,
Sayfaları çevirip hatıralar konuşsun.

Hamza şehitler piri, gökyüzünü ağlattı,
Ve okçular tarihe bir altın sayfa sunsun.

Geldim kapına işte yığın yığın günahla,
Rahmet Peygamberisin Sen affı seviyorsun.

Şefaatin de haktır büyük günahkarlara,
Sancağının altında bize yer bulur musun.

Sokaklarda cezbe var yayılır dalga dalga,
Kalplerde bir rayiha muhammedi kokusun.

Tarih kaynıyor her yer islamdan bir parça var,
Heyben ne kadar ise o kadar alıyorsun.

Anlatılmaz bu iklim yaşanır zerre zerre,
Yaşamak nasip oldu, oldu şükürler olsun.

Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 7.12.2012 14:54:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Erdoğmuş