MEDİNE YOLLARI
Cidde hava limanı çok büyük diyorlardı, belki de öyledir. Lakin İstanbul’unki çok daha derli, toplu. Pasaportlarımıza ve eşyalarımıza iki yerde bakıldıktan sonra, ve biraz da büyükçe bir salonda bekletildikten sonra, geniş bir alana çıktık. Türk hacılarının toplandıkları ve onların “mektep” dedikleri açılıp kapanan kubbeler gibi görünümlü yerlerde beklemeye başladık. Sabah namazını mekteplerin altında halılardan mescit yaptıkları bölümlerde kıldık.(İstanbul’da da böyle yerler yapılabilir. Hacıların ihramlarını giyebilecekleri kabinler yapılabilir. Bu eksikliği ancak burada fark edebildik) . Hava aydınlanmaya başlayınca ve güneşte kendini göstermeye başlayınca Arabistan’a geldik demeye başladık. Medine’ye getirecek olan otobüsler geldi, eşyalarımızı yükledikten sonra Bismillah deyip yola koyulduk.
Yollar dümdüz. Bayır pek yok. Yeşillik hemen hemen hiç yok, yol boyunca. En yüksek tepesi bizim Serdivan tepesi gibi. Ben çöllerin içinden gideceğimi zannediyordum. Çöl yok. Sapsarı toprak ve taş yığını.
O kaya ve toprak arasında uzaktan uzağa gördüğümüz koyun sürüleri, ne bulup da otluyorlar, hayret etmemek mümkün değil. Ağızları da hep toprakta. İhtiyaç molası olarak durduğumuz yerlerde kurdukları tesisler hiçte güzel değil. Modern bir görüntü verememişler. Biz de ihtiyacımızı giderip bir şey yemeden oradan çıktık
Takriben 5 saat süren yolculuk neticesinde Medine’ye gelebildik. Biraz dışında kurulmuş gümrük yerinde 2 saat beklettiler bizi. Orada beklemesek öğle namazına yetişebilirdik. Ne çok protokol varmış. Yaşayınca anlıyor insan.
Arabistan saati ile 13.30 civarında otele geldik. Otelde namazımızı cemaatle kıldık, otelin koridorunda. Sonra hocalarımız kafileyi yerleştirmeye başladılar.
Otelimiz 5 katlı olup,her katında 2 daire mevcut. Biz 1. grup olduğumuz için,1. kata düştük. Dairenin bir tarafında erkekler, diğer tarafında kadınlar kalıyorlardı. Odamız belli olduktan sonra hocalarımız, biraz istirahat edin akşam namazına gideriz dediler. Biz odalara eşyalarımızı koyduktan sonra, kaynanamı ve hanımı alıp, nasıl gideceğimizi öğrendikten sonra Mescid-i Nebeviye’ye doğru yola çıktık.
Salavat getire getire, bildiğimiz duaları dudaklarımızda mırıldana mırıldana. Şimdiye kadar filmlerde veya dizilerde bazen de resimlerde gördüğümüz mekanlara, bu günaha boğazına kadar batmış, aciz ve zelil kuluna, böyle bir şeref bahsettiği için Yaratana şükür ede ede yolumuza devam ediyoruz. Yüce Allah’ımızın“Sen olmasaydın kainatı yaratmazdım” dediği “Alemlere Rahmet olarak” gönderdiği “Güzel ahlakı, Kur’an ahlakını tamamlamak için görevlendirilen” Peygamberimiz, Liderimiz, Önderimiz Şefaatçimiz, Alemlerin Sultanı, enbiyalar Serveri, Son Peygamber Hz. Muhammed (SAV) Efendimizin yaşadığı, arkadaşları ile istişare ettiği, O kutsal davayı tebliğ ettiği Aşk İklimine girmişiz ve O’nun yanına gidiyoruz. Allah’ım bu ne büyük bir nimet, bu ne servet, bu ne mutluluk. Kelimelerle nasıl anlatayım heyecanımı. Allah nasip etti ikindi namazını Peygamberimizin(SAV) mescidinde kıldık. Gelmişken akşam ve yatsı namazlarını da kıldıktan sonra içişleri ve kayınvalidemle avluda buluşup mekanımıza doğru, geldiğimiz istikametten gidiyoruz. Hareme 2-2,5 km. uzaklıktayız. Yani bizim evden çarşı kadar.
Otele gelince odalarımıza çekilip yataklarımızı hazırlıyoruz. Ve bir şeyler atıştırıp yeni arkadaşlarımla hem tanışmaya,hem de muhabbete başlıyoruz.
Oda arkadaşlarımda 1 tanesi ihtiyar 3 tanesi genç. Biri ile zaten hava limanından tanışıyorduk.
1.M K: Adana’dan geliyor. Teyzesi ile beraber. İlk gelişi. Mustafa ile İstanbul’dan tanışıyoruz. Sigarayı beraber bırakmaya karar ve söz vermiştik.
2.A E: Bursa,Orhangazi’den hanımı ile beraber gelmişler. İlk gelişleri. 50 yaşlarında.
3. G G: Trabzon’dan geliyor. Hanımı ile beraber. İkisi de annelerinin yerlerine geliyorlar. Yani ikinci gelişleri.
Otel odasında 4 kişi kalıyoruz. Tek kişilik karyolalarda yatıyoruz. Her odada klima ve pervane mevcut. Fakat havalar onları yakacak kadar sıcak değil. En azından şimdilik.
Osman ErdoğmuşKayıt Tarihi : 26.11.2012 15:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

yolları isimli mkalede çok beğeniyle okudum gidipte görmek
nasip olanların en güzel gördüğü ruh hali olmalı ben ce
tabiki peyganber toprağına ayak basmak her müminin içinden geçer bende imendim ne söliim tekrar yazan yüreğini kutlarım sevgiyle kalın allaha emanet olun :)
TÜM YORUMLAR (2)