Hac Hatıraları 19 Endonezya'lı Ebubekir

Osman Erdoğmuş
561

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Hac Hatıraları 19 Endonezya'lı Ebubekir

ENDONEZYALI EBUBEKİR

Öğle namazından otele giderken tavukları aldım. Hanımda sofranın diğer hazırlıklarını tamamladı. Tavuk ziyafeti için misafirlerimizi beklemeye başladık. Fazla bekletmediler. Sadece Bacanağım Süleyman gelemedi yemeğe. Müftüsünden izin alamamış. Ama Baldızım geldi. Bayanlar bayan tarafında, erkekler erkek tarafında iki sofra kuruldu.

İkindi namazını yanımızdaki camide kıldıktan sonra, son kez şeytanı taşlamak için yola çıktık. Yürüyerek gittik bu sefer. Ama ne rahatlıkmış buradan gitmek ya. Bu yazıyı okuduktan sonra hacı olacaklara derim ki: Şeytan taşlamak için Mesfele bölgesinde iseler, önce Kâbe’ye oradan da yürüyerek şeytan taşlamaya gitsinler. Arabalardaki sıkıntı çekilmez. Hele bu kolaylığı ve rahatlığı gördükten sonra.

Şeytan taşlandıktan sonra o civarda durmak doğru değilmiş. Ben de taşlarımı attıktan sonra kenara çekilip beklemeğe başladım. Alt katta taşladığımız için köprü direklerinin dibine doğru gittim. Orada birini gördüm. Oda birilerini bekliyordu benim gibi. Yanına sokulup ismini sordum İngilizce. Ebubekir dedi. Memleketini sordum. Endonezyalıyım dedi. Çat pat bildiğim kadar konuştuk işte. Bende kendimi tanıtıp, Türkiyeli olduğumu söyledim. Anlayacağınız samimi bir hava oluştu. 5-10 dakika içinde. Bizimkiler işlerini bitiren yanıma gelince ayrılık vakti geldiği belli oldu. Bu konuşmanın hatırası olarak. Bana kafasından çıkarıp fesini verdi. Bende ona fesimi verdim. Onunki el örmesi kırmızı desenli güzel bir festi. Benimkisi ise orada 3 Riyale alınmış bir fes. Ondan sonra o fesi takmaya başladım kafama. Teyze oğulları çok sulandılar Endonezyalı Ebubekir’in fesine ama nafile.

Hep beraber Kâbe’ye gittik. bu akşamda Ahmet Dayımı ve Yengemi gördük tek minarenin altında. (Beytullahın 9 minaresi var. 4 tanesi çift minare,1 tanesi tek minare) Bundan sonra tek minarenin altında buluşmaya karar verdik. Karşımda 10-15 kişilik bir grup vardı. Tanıyordum bazılarını, dikkatli bakınca, Adapazarı’nın meşhur hocalarından Mustafa Hoca ve arkadaşları imişler. Gittim yanlarına merhabalaştık. Birkaç kelam ettik. Öbür gün Medine’ye gideceklerini söylediler.

Yatsı namazından sonra tavafı en üst katta yapmaya başladık. Birinci şaftı bitirmemize yakın yanımızdan biri geçiyordu. Etrafında da resmi görevliler var. Dikkatli bakınca Pakistan’ın devrik Cumhurbaşkanı Navaz Şerif olduğunu anladım. İki şavt sonra tekrar yanımızdan geçtiğini görünce; (I love you Navaz Şerif. Türkiye. Diye biraz yüksek sesle bağırdım. O da yüzünü bize çevirip, elini kalbinin üzerine koyup –kardeş, kardeş. Diye Türkçe cevap verdi. Hemen korumaları,-la, la,diye ters ters bize baktılar.) bu da bir hatıra olarak size anlatmam için kaldı bize. Böylece hacı arkadaşlarımın arasına bir Cumhurbaşkanı da girmiş oldu.

Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 31.12.2012 13:56:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Erdoğmuş