Hac Hatıraları 17 Olmadı Bir Daha

OLMADI BİR DAHA

Öğle ile ikindi namazını otelimizin karşısındaki Binbaş camiinde kıldım. Sabah şeytana attığımız taşlar içime sinmemişti. Arkadaşım Ahmet’e “Ben şeytan taşlamaya gidiyorum” dedim. Sağ olsun beni yalnız bırakmadı. Ben de geleyim dedi. Ben Hanım ve Kaynanamdan, Ahmet hanımından vekalet aldı. Yola koyulduk. Şeytan taşlanacak yere en yakın oteller bizimkilerdi herhalde. Yarım saat ya sürdü, ya sürmedi.

Şeytan taşlama mahalline gelince, sabahki kalabalık ve yoğunluktan bir eser kalmadığını gördük. Bir grup taşlarını atıyor, geri çekilirken başka bir grup geliyor. Bu arada bir dalgalanma oluyor. Nerede sabahki kalabalık. Nerede şimdi ki azlık. Şeytan diye dikilen taş baktım ki tam karşımda; lanet olsun şeytana deyip, tam gözüne gözüne, önce kendi yerime sonra Hanımın ve Kayınvalidemin yerine tam 21 taş attım. Hepsi tam isabet. Ahmet’te aynı şekilde.

Sabah o izdihamı yaşarken bir sürü öneriler geliyor insanın aklına. Bunlardan benim aklıma gelenlerden bazılarını şöyle sıraladım. Belki okuyan veya dinleyen bir yetkili ile görüşme şansı olur da, görüşlerimiz kaale alınır.

1. Şeytan taşlama mahalline 200-300 metre kala yürüyen bant yapılacak. Bant 2 metre genişliğinde 4-5 basamak olacak. Hafifte meyilli olabilir. Bant yürürken hacılar karşısına geldiği anda taşlarını atacak. Belirli bir aralıktan sonra banttan çıkacaklar.

2. Şeytan taşlandıktan sonra yolun üçte ikisi, ya istirahat edenler veya satıcılar tarafından işgal ediliyor. Görevliler oturanları ve seyyar satıcıları burada barındırmamalı.

3. Çok dilenci var. Şeytan taşlamaktan çıktıktan sonra, yolun ortası, sağı, solu hep dilenciler ile dolu. Bir çoğu sakat ve özürlü insanlar. Belki de bir çoğu başka ülkelerden gelmişler. Bu kadar dilenciye, hatta hiçbir dilenciye müsaade etmemeliler.

Bant sistemi en kısa zamanda olması gerekiyor. En çok ölüm olayı burada oluyor çünkü.

Yine dikkatimi çeken bir olay. Burada bu kalabalığa sebil dağıtan kamyonlar var. Cahiliye döneminde hacılara hizmet etme yarışı hala devam ediyor. Şekiller biraz değişmiş olsa da. Bu kalabalığı göre göre hayır severler Mekke’nin her tarafında dağıtmaya devam ediyorlar.

Akşam namazından sonra ‘ihramdan çıkabilirsiniz’ dedi hocamız. Kurbanlarımızın kesildiği haberi geldi. Diyanete biraz güven eksikliği olduğundan ben biraz daha bekledim. Yatsı namazından sonra traşımızı olup, banyomuzu yaparak Medine’de giydiğimiz ihramlarımızı Allah’ın izni ile çıkarttık. En zor haclardan kabul edilen Hacc-ı Kıranı 2 fidye vererek ifa etmiş olduk Elhamdülillah. Fidyenin birini; tırnak kenarında çıkan et parçasını kopartmaktan, diğerini ise Kabe’de üçüncü katta yürürken bir böcek ezmekle veriyorum.

Saat 22.00 ye doğru tavafımızı yapmak için küçük bir grupla yola çıktık. Alt kat yine çok kalabalık olduğu için en üst kata çıkıyoruz. Tavaf ve sayimizi yapana kadar da sabah ezanları okundu. Namazımızı da kılıp ondan sonra otele gidiyoruz.

Ve böylece kurban bayramının ilk gününü geride bırakmış olup, ikinci gününe Kabe’de girmiş oluyoruz.