Hac Hatıraları 15 Arefe

Osman Erdoğmuş
563

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Hac Hatıraları 15 Arefe

AREFE

Namazdan sonra güzel uyumuşum. Saat dokuza doğru kalktım, kahvaltımızı yaptıktan sonra, hanımlar Cebel-i Rahmete çıkmak istediler. Hadi gönülleri kalmasın diye yola koyulduk. Kaynanamda yanımızda tabi. Eksik kalır mı. Önümüzdeki tepeye çıkınca, karşımızda görünüverdi. Dün akşamkinden daha kalaba. Kaynanam karşı tarafa gideceğiz deyince hemen su kaynattı.

-Ben daha gidemem. Dedi.

Mecburen yanında ben kaldım. Hanımlar yollarına devam ettiler. Seyretmek bile başka bir haz veriyor insana. Yarım saat kaynanamla beraber oturup, hem konuştuk, hem seyrettik. baktık ki gelmeyecekler biz çadırlara döndük. Onlar da bir saat sonra geldiler.

Asıl enteresan olay bundan sonra başladı. Kaynanam abdeste diye çıkıyor. Hanım geleyim seninle kaybolursun diyor. Kayınvalidem kızıyor ona. Burada insan mı kaybolurmuş diye çıkışıyor. Abdest aldıktan sonra usu dönüyor mu? Herhalde başka bir tarafa doğru gidiyor. Bakıyor ki çadırını göremiyor. Evhama kapılıyor. Kayboldum korkusuna kapılıyor. Bir tane yaşlı ve karadenizli olduğunu anladığı bir adama.

-Amca ben kayboldum herhalde. Ne yapacağım şimdi. Diyor.

-Sen hiç telaşlanma teyze. Şimdi senin çadırını buluruz. Diyor yaşlı adam.

Ve kendi hocasının yanına götürüyor. Avrupa Diyanetin hacıları burada da aynı yerde. Onun hocası da benim ismimi megafonla bağırıyor. Almanya’da benim kaydımı yaptıran Hoca da ismimi duyunca,
-Bu ismi tanıyorum ben. Diyor ve hemen hoca ile irtibat kuruyor. Yılmaz dayımda bu sesi duyuyor ama sesin sahibini göremiyor. Herhalde buralarda bir yerlerdeler diye seviniyor. Bir yandan da tereddüt ediyor. Acaba bir şey mi oldu diye.

Bu olaylar gelişirken benim hiçbir şeyden haberim yok. 5-10 dakika sonra Yılmaz Dayımı görüyorum. Hemen akabinde Kerim ile Abdullah’ı görüyoruz. Dayımın keyfine diyecek yok bu arada. Zafer kazanmış kumandan gibi. Yol kenarında kavurma arası ekmek satandan hepimize yaptırıp bizim çadırların yanına gidip orada yiyoruz nevaleleri.

Sonra hanımlar tarafı ile irtibat kurup olayı öğreniyoruz. Biraz sohbetten sonra herkes çadırına dağılıyor.

Öğle ile ikindi namazlarını peş peşe kılıyoruz. Namazdan sonra Diyanet İşleri Başkanımız Mehmet Nuri ÖZTÜRK vakfe duasını yaptırıyor. Bu arada ince ince yağmur düşmeğe başladı. Kısa sürdü tabi. Duayı önce Arapça, kitabın aynısını, sonrada Türkçe yaptı. Uzun ve güzel oldu. Suya sabuna pek dokunmadan bu kadar olurdu ancak. O bitirdi bu sefer çadırlarda hareket başladı. Kafile kafile herkes çadırında bilgi ve becerisine göre bir çalışma başladı. İlahiler, Kur’an’lar ve dualardan sonra serbes bıraktılar.

Milli Görüş çadırlarını ziyaret edeyim dedim. Kendi kendime. Şevki YILMAZ dua ettirecekti orada. Hem de Amca Oğlu Recep’i görürüm belki diye. İkisi de olmadı. Yapılan dualara orada da amin deyip çadırıma döndüm.
Akşama doğru hareketlenme başladı tekrar. Otobüsler gelen gelene, giden gidene. Arafat’a en son gelenler arasında olduğumuz için sevkiyat bizden başladı. Bu bizim için büyük bir şanstı. Akşama doğru otobüslere binip yola çıkıyoruz. Yolda bazı yerlerde çok kalabalık vardı. Ya bir saat sonra ne olurdu buranın trafiği. Allah kolaylık versin peşimizdekilere.

Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 21.12.2012 08:18:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Erdoğmuş