TAVAF BÖYLE OLUR
Saat 10.00 sularında, yatağımın başında bir genç kaldırdı beni. Daha ben kimsiniz diye sormadan,
-Dün beni aramıştınız, dedi.
Anladım ki hala kızının beyi. Hala kızı hanımlar tarafına gitmiş. Oda mecburen benim yanıma gelmişti. Daha yeni tanışıyoruz. Erzincan’dan almış kızı götürmüş Almanya’ya. Kader bizi burada tanıştırdı. Hemen mutfağa gidip çay koydum üzerine. Orada da komşular bir pusula verdiler elime. Teyze oğlu Kerim ve Abdullah ve Bacanağım Süleyman ve eşleri tarafından bırakılmış. Pusulada “Geldik yine bulamadık. Bu son gelişimizdi. Biz sıramızı savdık, sıra sizde” yazıyordu. Anlayacağınız blöf yapıyorlardı. Kahvaltı yapıp, enişteleri yolladıktan sonra hemen hazırlık yapıp Kabe yollarına düştük. Günlerden Cuma, namaza yarım saat kalmış. Hemen bir taksi tuttuk. Son model bir cipe bindik. Arabistanlı vatandaşlar özel otoları ile bazen yolcuda taşıyorlar. Ama Allah rızası için değil. Medine’de de olmuştu böyle. Kısa bir mesafede olsa hemen para istiyorlar. Bunları namaza yetiştireyim, bu sevap bana yeter gibi bir zihniyetleri yok. 18 Riyal verdik. Tünelin başına geldik trafik tıkandı. Öyle bir tıkanıklık ki, açılacağını tahmin bile edemedik Yürüyerek gidersek belki yetişiriz deyip indik taksiden. Ama nafile yetişemedik. Ne üzücü bir olay. İlk cuma namazını kaçırdık.
Salko camisinin müezzini ve akşam lisesinden de tanıdığım arkadaşı görüyorum. Görevli olarak gelmiş. Hal-hatırdan sonra ayrılıyoruz.
Mustafa teyzesi ile, Ahmet ve ben de içişleri ile Kabe’ye Bab-üs Selam kapısından girip namazlarımızı kıldık. Kabe sakindi. Sanki Cuma namazlarını kılanlar istirahat için otellerine gitmişlerdi. Kudüm tavafımızı alt katta yapmaya karar verdik. Erkekler kenarlarda, bayanları da aramıza alarak tavafa başladık. Hem tavaf yaptık, hem de eğitim. (Kabe’yi böyle sakin daha da bulamadık.) Hacer-ül Esvet hariç Kabe’nin her tarafını gördük ve özellikle hanımlara gösterdik. Makam-ı İbrahimi, Hatimi, Altınoluku, Kabenin kapısını rahat rahat gördüler. 7 şavtı bitirip birde yedek şavt yaptık. Hatim içinde de iki rekat namaz kıldık. Oradan zemzem kuyularına gidip kana kana içtik. Ve elimizi yüzümüzü yıkadık.
İkindi namazını kılıp arkadaşlarımızdan Mesfele’ye gitmek için ayrıldık.
Hatim: Kabe’nin içinden sayılır. Kabe’nin kenarında hilal seklinde bir çıkıntı. Tavaf ederken onun dışından dönmek zorundayız. Arada bir fırsat buldukça iki rekat namaz kılıyoruz içinde.
Makam-ı İbrahim: Hz. İbrahim’in Kabe’yi yaparken üzerine çıktığı taş. Ayak izleri görünüyor. Cam kafes içine almışlar.
Altınoluk: Kabe’nin damında toplanan yağmur sularının aktığı, Abdülhamit Han tarafından yaptırılan altından oluk. Türkiyeli Müslümanlar Türkiye’den kıbleye yönelince Altınoluk istikametine dönüyorlar. Genelde Türk hacılarının toplandığı bölge ve istikamet Altınoluk.
Osman ErdoğmuşKayıt Tarihi : 10.12.2012 09:06:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Erdoğmuş](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/12/10/hac-hatiralari-12-tavaf-boyle-olur.jpg)
Ne büyük mazhariyet. Allah c.c. her müslümana nasip eylesin.
Haccınız mebrur, sa'yiniz meşkûr olsun.
100+heybem.
Selam ve dua ile..
Bu güzel eseri
Canı gönülden kutlar
Başarınızın daim olması ve
Daha nice paylaşımlar dileğiyle 10+ saygılarımla
TÜM YORUMLAR (2)