Hac Hatıraları 11 Beytullah

Osman Erdoğmuş
563

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Hac Hatıraları 11 Beytullah

BEYTULLAH

Şu ana kadar gösterdiğimiz efor ve yaptığımız gayretler Allah’ın müslümanlara kıble olarak tayin ettiği Kabe’yi yani Beytullah’ı görmemize ramak kaldı. Peygamberimizin evinin önününden Kabe’nin dış görünümü,bütün heybeti ile ihtişamıyla karşımızda görünüverdi. Bu arada heyecanını tutamayanlarda heyecanlarını gözlerinden akıttıkları yaşlarla bastırmaya çalışıyorlar. Bab-us Selam kapısından içeri giriyoruz. İkinci kata çıkıp Hacer-ül Esvet karşısında orta bir yere oturduk. Abdesti olmayanları, abdeste gönderdik. Bu boşlukta biz; tavaf edenleri ve etrafımızda olup bitenleri izlemeye başladık.

Peygamber Efendimizin doğup, çocukluğunu ve gençliğini büyük sıkıntılarla yaşadığı, 40 yaşından sonra ise, müthiş bir baskı ve eziyet içinde İslamın emir ve yasaklarını yaşamak ve anlatmak için vermiş olduğu mücadelenin merkezine düşüverdik birden. O’nun soluduğu iklimde solumak, O’nun dolaştığı topraklar üzerinde dolaşmak, çile ve eziyet çektiği mekanlarda; ibadetimizi yapmak Allah’ımızın davetine muhatap olmak şerefi ile şereflenmek, ne büyük bahtiyarlık.Yüzbinlerce şükür Sana Allah’ım.

Tavafa başlamadan önce iki rekat namaz kıldık. Sonra hocamızla beraber niyet ettik ve tavafa başladık.

Şavt: Hacer-ül Esvet tarafından başlayıp,Kabe’yi soluna alıp da bir tur dönmeye deniyor.
Tavaf: Şavtı yedi sefer yapmaya deniyor. Takriben gece 00.30 sularında başladığımız tavafı 02.30 da bitmişti.

Oradan hemen say yapmağa başladık.

Say: Safa ile merve tepeleri arasında yedi sefer gidip gelmeye deniyor. Zamanımızda tepe kalmamış tabi ki. Merve tarafında kayalardan bırakmışlar mı,yoksa sembolik olarak mı koymuşlar biraz tepelik var gibi. Yoğunluk olduğu için 3 kat yapmışlar, yine de yoğunluk çok. Her taraf mermer ve çok temiz.

Hz. Hacer validemizin, Hz. İsmail’i kaybettim zannı ile yedi sefer gidip geldiği yer. Hz. İsmail bu esnada kundak çocuğu. Ayaklarının topuğu ile yere vura vura Allah’ın izni ile zemzem suyunun çıkmasına vesile olduğu yer.

Say’i bitirdiğimizde sabah namazı için saf düzeni almaya başlanıyordu. Zemzem
kuyularının yanına gidip hem elimizi yüzümüzü yıkayacak, hem de biraz su içecektik. Lakin hesabı tutturamadık. Bir kısım arkadaşı tavaf ederken, bir kısmını da bu esnada kaybettik. Zemzem kuyusuna da ulaşamadık. Bari namaz için saf olalım dedik. Ancak say yaptığımız yerin ön tarafında bir yere çömelip beklemeye başladık imamı.

Ezanın okunmasıyla namaz düzeni oluşturulmaya başlandı hemen. Sanki durgun suya bir taş düşerde helezoni şeklinde genişler ya, aynen öyle. Çok kısa zamanda ancak say alanında yer bulabildik. Biraz daha nazlansaydık belki de dışarıya çıkacaktık. Hanımlarla beraber saf tuttuk. Medine’de hanımlar ile erkekleri hiç karıştırmıyorlar. Burası öyle değil. Biz Ahmet hanımının yanına, beri taraftan da ben hanımın yanına, onların arasına da yanımızdaki hanımları aldık ve 10-15 cm ileri çıkarak kıldık namazımızı.

Hocamızı kaybetmiştik. Yanımızda Erbakan’a benzeyen Şevki Amcamız Hocayı şu anda eline geçirse suyunu çıkarırdı herhalde. Yanımda Hanım ve Kaynanam, Kaynanamın yanında Adanalı Mustafa’nın teyzesi, Ahmet ve hanımı ve onun yanında da Şevki amca. Biz bu kadar bir grup olduk kırk kişiden.

Kabe’de cemaatle ilk namazımızı kıldıktan sonra zemzem kuyularına gidip suyumuzu içip, elimizi yüzümüzü yıkayıp çıkıyoruz. Umre tavafımızı Allah’ın izni ile bitiriyoruz. Otele gidip istirahat etmek için geldiğimiz yoldan dönüş yapıyoruz. Servis otobüslerimizin yanına geldiğimizde bir grupta orada bekliyordu. Demek ki üçe bölünmüşüz. Şevki Amca bizi bırakıp bekleyen gruba katıldı. Hanımını bulur ümidi ile.

Osman Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 10.12.2012 09:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Osman Erdoğmuş