ıssız bir kopkoyu mavilikte,
sisinin çöktüğü üzerimize gecenin..
ve yalnızlığın apansız abanmalarına inat,
seni arıyorum...
seni arıyorum, mesafesiz yolculuklarda,
Yokluğunu içimde büyütür kalabalıklar..
adını her andığımda, biraz daha kıpırdar çocukluğum,
ve yüzünü görmediğim bir hüzün yakar yanaklarımı
hep sonunu görecek değiliz ya derim,sonra
bırak yarıda kalsın,ayrılığı konuşan adımlarım..
bakarsın yanık tenli bir yaz akşamı getirir seni..
bir lamba direğinde şiirler yazdım sana,
garipti, adı yoktu, sonsuzdu...
bir gece ansızın geldin karanlığın içinden,
yorgundun ve ıslanmış gibiydin..
kuru yaz gecesinde yağmuru hissettirdin..
durdun, baktın, sustun ve gittin,
Kapı eşiğinde utangaç misafir edasıyla bekleyen,
güzel yüzlü sadist yarim; 'yarın'
ya gel, gir içeri,
bitsin umuda bekleyişlerim
ya da çık git; kalmasın ceryanda;
zulmünden tükenen naçiz bedenim...
yeraltından uğultuyla gelen, istenmeyen yabancı..
hak ediyor da..
bağırıyor şehrin üstünde avaz avaz..
çökmüş küçücük bedenine, küçücük bir canın,
ancak bu kadar arsızı olur; hayata kastın..
sonra ölüm melekleri yağıyor sicim sicim,
benimkisi;
saf olduğu kadar,
biraz şeytan ayarında bir ruhun,
iltica ettiği bir bedende geçen,
kısacık bir ömrün,
senaryo edilen sahte ayrılıkları..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!