Kiminin dizisi, kiminin partisi, kiminin başkanı hatta bazılarının padişahı bile varya, artık benim de bir gazetem var... Ona- buna değil, sadece Atatürk'ün laik Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet ettiğini bildiğim bir gazetem.
Bugüne kadar çok sağlam bir gazete okuru olamadım. (Çalışan, para kazanan bir kadın olamadığım gibi...) Sebep öncelikle ekonomikti. Haftada bir-iki kere çoğunlukla bulmacasından dolayı alınan fotoğraf albümü görünümlü gazeteleri okumayı alışkanlık haline getiremedik. İki-üç ekmek parası olanları da alamadık. Aldığımız zamanlarda da gördük ki; bizden çok siyasetçiye, ekonomiste, bilim adamına hitaplar var. Köşe yazarlarının anlaşılmaz tartışmalarını, birbirlerini şucu-bucu illan ettikleri yazılarını okumak doğrusu sıkıcıydı. Her ne kadar kendimi geliştirmeyi hedeflemiş olsam, okuyup-yazmayı sevsem de henüz o kadar entel olmayı becerebilmiş değilim.
Bir elimde cımbız, bir elimde ayna vardır bazen.
Dünyayı umursamaz kadın var mı ki, öyle demiş şair?
Benim çocuklarımın içecek suyu, soluyacak havası o dünyanın içinde.
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta