Kiminin dizisi, kiminin partisi, kiminin başkanı hatta bazılarının padişahı bile varya, artık benim de bir gazetem var... Ona- buna değil, sadece Atatürk'ün laik Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet ettiğini bildiğim bir gazetem.
Bugüne kadar çok sağlam bir gazete okuru olamadım. (Çalışan, para kazanan bir kadın olamadığım gibi...) Sebep öncelikle ekonomikti. Haftada bir-iki kere çoğunlukla bulmacasından dolayı alınan fotoğraf albümü görünümlü gazeteleri okumayı alışkanlık haline getiremedik. İki-üç ekmek parası olanları da alamadık. Aldığımız zamanlarda da gördük ki; bizden çok siyasetçiye, ekonomiste, bilim adamına hitaplar var. Köşe yazarlarının anlaşılmaz tartışmalarını, birbirlerini şucu-bucu illan ettikleri yazılarını okumak doğrusu sıkıcıydı. Her ne kadar kendimi geliştirmeyi hedeflemiş olsam, okuyup-yazmayı sevsem de henüz o kadar entel olmayı becerebilmiş değilim.
Bir elimde cımbız, bir elimde ayna vardır bazen.
Dünyayı umursamaz kadın var mı ki, öyle demiş şair?
Benim çocuklarımın içecek suyu, soluyacak havası o dünyanın içinde.
Sadece bu yüzden bile ilgilendirir ülkemin sorunları beni,
Dünya umurumda elbette!
Aynayı, cımbızı bırakır kitap da alırım elime, kalem de.
'Tarihin arka odası'nda' Murat Bardakçı'yı da izlerim sabaha dek,
Fatih Altaylı'yı da 'Teke tek'
Biraz magazin de hiç fena olmaz.
Bazen midem bulanır, bazen dalar giderim imrenerek.
Para hesapları açmaz beni, olmayanı kim kaybedecek.
Spor sayfaları oğlumun.
Keşke her işi bilene teslim etsek.
İşte bu yüzden HABERTÜRK benim gazetem diyorum içimden gelerek.
Kayıt Tarihi : 6.3.2009 13:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Habertürk gazetesinde yayınlanan yazımın (editör tarafından kırpıştırılmazdan önceki hali) aslıdır.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!