Gün gelir bükülür senin de belin,
Hayatın güzünden haberin var mı?
Yarım kalır nice arzun, emelin,
Değişmez yazından haberin var mı?
Görmez misin kuruyan ırmakları?
Geriye sarılan şu yumakları.
Çıkarken şu dimdik basamakları,
Titreyen dizinden haberin var mı?
Bilinmez, ne zaman nere düşecek
Oku yiyen canlar yere düşecek.
Bana dört, sana beş metre düşecek
O Hassa bezinden haberin var mı?
Dünya zevki; bir rüyadır, seraptır,
Emri bilmeyenin hali haraptır.
Evvelimiz, ahirimiz türaptır
Rabbimin tezinden haberin var mı?
Savunursun ilim zengin diyerek,
Avunursun gölüm derin diyerek
Övünürsün; elim yeğin diyerek
Rakibin kozundan haberin var mı?
Ağustos böceği misali kış-yaz
Çalmadığım için yeteneğim az.
Akortsuz da olsa çalarım bir saz
Zamane cazından haberin var mı?
Sakındığım tek Cenab-ı Mevladır
Taahhüdüm, imzam kalu bela’dır.
Senin selin bana birkaç damladır,
Debinden, hızından haberin var mı?
Konuşa konuşa anlaşır beşer,
Nasılsa konuşmak bana da düşer.
Bağrında yoğrulur, dilinde pişer,
Osman’ın sözünden haberin var mı?
Kayıt Tarihi : 24.1.2010 23:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Osman Bulut](https://www.antoloji.com/i/siir/2010/01/24/haberin-var-mi-83.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!