Haberin Var mı? (08.07.2006)
Güle sürgün bülbül misali
Beklerim yolunu.
Kaç bahar, kaç yaz geçti
Haberin var mı?
Sana yaktığım türküler
Semaya erdi.
Türküler, ağıt;
Mevsimler, hazan
Haberin var mı?
Ağlamalarım, inlemelerim
Dolaşır göklerde.
Hayalin, deva olmuyor artık
Bu derde.
Mektuplar isyanda,
Kâğıtlar biçare.
İnci saçan kalemimden
Kan damlıyor
Haberin var mı?
İstersen delerim dağları
Ferhat olurum.
İstersen geçerim çölleri
Mecnun olurum.
Ne olur aşka sürgün etme
Kurban olurum.
Sürgünde geçen dakikadan
Haberin var mı?
Aşığa acı çektirmek
Yakışır mı sana?
Seyrin mümkün değilse
Bir haber yolla
Vefasızlık….
Vuslatın mı yoksa?
Hicran yarasının merhemi yoktur
Haberin var mı?
Güneş,
Eski güneş değil.
Eski yıldız değil
Yıldızlar.
Ne sıcaklığını buluyorum
Şimdi güneşte,
Ne de gözlerinin ışıltısını yıldızlarda.
Milyonlarca yıldızdan
En parlağını benzetmek için gözlerine
Saatlerce gökyüzüne baktığımdan
Haberin var mı?
Umut,
Yaşama tutunduğum yegâne dal.
Umudun emzirdiği çocuğum ben
Ne efsun umut olur bana
Ne de fal
Ayrılık acısı çeken
Bir âdemi ah u zar ım ben.
Çektiğim çileden
Haberin var mı?
Elbet bir gün ben de
Murada ereceğim
Çağlayanlar gibi
Gürül gürül coşacağım.
Aşkın badesini
Kana kana içeceğim.
TAŞPINAR’dan çıkıp
Gönül deryasına akacağım.
Ok yaydan çıktı
Haberin var mı?
Abdullah TAŞPINAR
Abdullah TaşpınarKayıt Tarihi : 31.10.2007 11:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (3)