Sabah,önce ay doğdu batıdan
Gece geldiği yere döndü doğudan
Güneşi hiç göremedim
Bir gemi gövdesi gördüm ufukta
Önce gövdesi, sonra direkleri gözüktü
Yaklaştıkça küçüldü küçüldü
Dereler,ırmaklar yukarılara akıyordu
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
gülümsemeler bahar çiçekleri gibi gönlünüzde açılsın....)) Kutluyorum Sevgi ve Saygımla..
:))
güzel bir siir
tesekkürler ve tebrikler sn Akif Gülhan
saygilar
bendeniz Yahya DAYI
MEN SENE EN BÖYÜK YAHSI HÜRMETLERIMI EDERIM GOCA USTA :-))
VALLAHI GÜLÜCÜKLER GOYDUNUZ YÜZÜMÜZE
Hakikaten 'habu nedu' dedurtti:))Dünya tersine mi doneyi sanursam:))Culumseturçen duşundurdi da ayrica...
Tebrik ediyorum teşekkürler Mehmet Bey,
Saygılarımla,
sevgili şairim bütün satırları tek tek bire bir kafamda
canlandırarak okuyunca karşıma mizah yüklü gülümseten çok güzel ve çok farklı bir film ve şiir
çıktı,candan tebrikler....devamını diliyor ve bekliyorum...tebessümün hiç eksik olmasın...sevgilerimle....
bu seyrin muhabbeti kadar zengince, bu gülücüklerin hazzı kadar derince, güzel yüreğini kutluyorum...
Galiba, bir de tersinden diye meraklılara, meraklarında daha batasılığa, ne diyelim, onlar yapsın biz çekelim havasındayız daha... dünyanın tersi de olsa dünya, düzü de olsa dünya, iyi ki yuvarlak bu dünya galiba... Ha Bu Ne Du La
Galiba Yaratan, akıl verdi de, ne yapabileceklerini de şeytanda gördü, ne olur ne olmaz diye yuvarlaklaştırmış galiba... Ha Ne Bu La Du
Galiba kediler yuvarladı, köpekler hırladı, fareler de kaçmayı becerdi hep... ama hamam böcekleriymiş, her şeye en çok dayanan, bittikçe türeyen gibi deniliyor buna galiba... Ha La Ne Bu Du
Galiba, gül, şaşır, bu ne de, diyorsun ya Şairim, ben hepsini yaptım galiba....Ne Bu Du Ha La
................... be uşağum anadum mu ben..............
galiba başlayıp galiba bitirme hayrı gibi şeycik bile yaptım ben de... bip bip olmadıysa da benzedi işte...
sevgi ve muhabbetle Şairim, tebrikler
:) tom ve jerry
düşler bile böyle güzel yazılıyorsa şaire tebrikler demek gerekir
Çok beğendim.Harika dostum. Kısa metrajlı bir çizgi film seyrettirdin. Teşekkürler.
Akif Tiryaki
Bu şiir ile ilgili 19 tane yorum bulunmakta