(H) iç'len(me) lerim - Beyaz Şairler Kahvehanesi Garip Çoban Sıradışı Temaşalarım-www.beyazrenkler.org/forum
(H) iç'len(me) lerim - Beyaz Şairler Kahvehanesi Garip Çoban Sıradışı Temaşalarım-www.beyazrenkler.org/forum
----------------------------------------
Ö(y) lesi bir dert işte, yüreğimde dualarla (s) aklıyorum
(H) iç'lenmelerim tutkumun ayağına dolaşanlar
ve aşkın kanadını kıranlardır
Davası temiz kalanlar ruh özgürlüğünü kazanmış
ve tabiatın birliğini tamamlamış olanlardır
Gecenin çobanları toplumun sınırlarını aşmak isteyen,
fakat mitosları iç âleminde mahpus kalmışlar arasındalar
Kanıksamış kendisine sunulanı
yaşamaya mecbur insan yoksulu hayatları şahitlikte gecede
Zihninin bir köşesinde feyz aldıkları
Mayalandıklarıyla akıl ve kalble seyahat ediyorlar
Anlamaya, gördüklerini anlatmaya
duydukları sessiz sedasız ihtiyaçları fiille konuşuyor
Şiddeti zuhurunda gizlenmiş olanlarla uçup gidiyor aşıkar olan
Gecenin çobanları güneş altında kalabalığın en gürültülü halindeler
Perdelemedikleri duygularını sakınmasız
dışa vuran en renkli toprak renkli yıldızlardır
İlk çığlıklarını attıklarında ruh ete kemiğe bürünmemişlerdi
Onlar kızgın güneşe rağmen paranteze dônmüş bedenleriyle
bayılırcasına topraklarını avuçlarıyla çapalamayı sürdüren işçileri izlediler
Yaprak ve rüzgar sarı hüznünün eteklerinde yarı uyanmalar
Kokusu hüznün ihmal ediliyor sessiz sedasız
Muhalefeti yok örgütlenmiş kalbin
Her şey bilgiç bir edayla kımıldar
Kendini kendine dondurmuş insan
kendi yörüngesinde duvardan yansıyan sözleri duyuyor
Bir desen gibi belli belirsiz kendine insan
Sesiyle uzak ve yabancı bir coğrafyada olduğunuzu anlarsınız
kalabalıklar arasında
Niye buradayız bilmiyoruz?
Sessizlik ve sakinlik tedirgin ediyor yazılamayan mektuplarda kelimeler
Hayat dolu duyguları kelepçesiz yaşlıları gördükçe içlenirsiniz
Çalışmak özgürlük diyenlerin
kıraç coğrafyasında lök gibi oturur sevgi içimizde
Hamiyetleri yalnız bilincinde uğuldar
Düşünü kuranlar, elıni ayağını yaşamdan çeken umutsuzlar
sararan yaprakların hüzününden bile uzak
Yaşananlar umutsuz, mutsuz, tedirgin merkez
kaç kalblerde belgeselleşmiş
Rüzgârda çırpınan yuvasız kuş gibi mırıldanırsınız
Pencereden gelen rüzgâr suç duyurusunda
gel gör beni diyor nefes kalbimize
Farklı ülkeleri yok gecenin çobanlarının
Kokuları sarmaladığında birbirine karışıyor kalblerde avuçlar
Kaçak âşıklar medeniyete yenilmemiş
Gölde yüzen kuğular gibi aklayıcılar saf duyguları
Sır dolu gölü geçer gibi kaybolup gidiyorlar sevgilide
Hergün yeniden ölürler hasretlerinde
Vuslatları ışık şeridine dönüşür
Kaybolup gidersiniz son sözünde
Birlikte ıssızlaşan saatlerde korkuya bürünen sokaklarında
düşünmeden uyuyamazsınız aradığın yüzü
Ağıtlarınızda kapılar açıldıkça, ruhunuzdaki dualarla beslenen çoçuk acıkır
Oyunlar oynadığınız, her gün vedalaşarak sıradışı haliniz uykusuz kabuslarla dolu
Duyan gecenin çobanları var(dı) romanınızda
Görmek isteyen kalbe,
ideal besleyen mayınlaşan duygular arasında yalnız yağıyor insanlar
Dünyaya bedel ödememek için konuşmalı sağ kurtardıklarından
Kara sevda bu gecenin çobanlarında
Dağlara taşlara söylenenler insanın peşini bırakmaz
Bilincinize üşüşenler sevgide kavramlar üretir duada
Ve öfkeler kendimize hermetik kelimelerle dolup
Düşünce dizgeleri, nedenci dayatmalar zorbalık kültüründe
Zîhni engelli olanlar böbürlenmelerin ve inkârında sömürüyor kalbleri
Israr eden yalnızlığınızda cin şişeden, ok da yaydan çıkmış
Kabullenişler elbette farklılık arz edecek gecenin çobanında
Şimde geçmişine dön kısırlaştırdıklarına bu ne perhiz ne lahana turşusu
Hal diliyle çiçeği burnunda gece kendini tanıttırır çobanlarına
Rüzgar esiyordu, kelâmı ezeliyle konuşuyordu aşıklara
Bu konuşmadan daha doğal bir şey yoktu
Odalarda yapılan gizli konuşmalar, gizlice alınan kararlardı
Bir an şüphe edilmiyordu
Bilincin ortadan kalkacağı an'da paylaşılanlar heyecan verici
Fakir olması gereken bir kalbe sığardı sevgili
Ne var ki bu heyecanı hiç de paylaşmıyor kendileriyle kendinde olmayanlar
En iyi çıkar yol ayrılmaktı geceyle gündüz barışmadan
Kelimeler ve zamanı uzatmadan eylemlerden vazgeçmemeli dua
İç içe kaynıyordu yine gecenin çobanları
Doğal bir şey yoktu kalabalıklar arasında
Bu (k) ez ki; sürgün yolu görünsün
(H) iç'len(me) lerim kendime ait hissetmedikleri gecenin çobanlarında
Sınırları içinde bulunmasına dair yasaklar kalkınca geri dönebilecekler
Altüst bütün bu duygular içindeyken
onu kaybetmenin derin kederini yaşamıyordu kalbleri
Bir nevi ilahi terapi törpülüyordu gözlerini
Fikirleri boşluğun doldurmasına izin vermiyordu sadıklar
Uzaklaştıkça tavrından vazgeçmişti insanlık
Daha doğruda kendini buluyordu azabında beyaz doğmayanlar
Yoksul göçmen sevgisini harmanlayan sevgilinin kokusu tadı yerleşirken
Yansıyanlardan gurur duyuyorum
Doğum günüm mesajım umutsuzluk yerine umuttur
Sevgilin gönül bahçesine gömüldü
İtiraf edeyim işte; ben derse gidiyorum
yed221 200923:49
Temaşalarımın son şiir'i
http://www.beyazrenkler.org/forum/showthread.php? t=22328
Kayıt Tarihi : 2.11.2009 16:46:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Engin Demirci](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/11/02/h-ic-len-me-lerim-beyaz-sairler-kahvehanesi-garip-coban-siradisi-temasalarim-www-beyazrenkler-org-forum.jpg)
Şehrin sokakları bomboş kaldı sensiz.
Seni sordum her köşebaşında,
Seni baktım aynalara derin,sessiz..
Her babayiğidin harcı değildir Yusufluk ve her kadının harcı değildir Yusuf yüreklileri taşıyabilmek, layık olabilmek, Züleyha olabilmek!..'
Bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim.
Bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim.
Ama senden başka kimse duymayacak.
Kimse anlamayacak...'
Hz. Mevlana
TÜM YORUMLAR (7)