Elma Yanaklı Kızı Özledim
Geçmişe yolculuk edeyim dedim;
Bırakıp geldiğim, izi özledim.
Ne hatıralar var, dönüp bakınca;
Mazimde kalanlar, sizi özledim.
Azcık anlatayım, dinleyin sizler;
Acı, tatlı neyse, silinmez izler.
Şöyle bir dönemi, yaşadık bizler;
Dönüşü olmayan, bizi özledim.
Farklılık gösterir çok şeyin adı;
Şehirde kaz olur, köydeki badı.
Yaşarsan başkadır, hayatın tadı;
Her mevsim kavrulan, yüzü özledim.
Bahar mevsiminde, coşar dereler;
Ağıla girdin mi, yerdi pireler;
İllallah çekerdik, çoğu kereler;
Mucuktan duyduğum, vızı özledim.
Tüterdi ocaklar, kürekte közden;
Büyükten alırdık, öğüdü özden.
Don- göynek giyerdik, kaputsu bezden;
Anam elindeki, uzu özledim.
Yeni ad şömine, eskisi baca;
Yığarsın kütüğü, oy koca koca.
Olmazsa tezeği, edersin boca;
Uzaktan ısıtan, közü özledim.
Horozlu şekere, deri yolardık;
Kayısı ağacından, sakız yalardık.
Çiğdeme küskücü, yaman salardık;
Tülüye gittiğim, bozu özledim.
Okul sıcak yuva, zibilin tersi;
Grup çalışmasıyla, yapardık dersi.
Ne minnet ederdik, ne boku mersi;
Çoğa doyamadım, azı özledim.
En meşhur oyundu, kaçak oyunu;
Islatıp içerdik, karın suyunu.
Dört parmak tutardık, topaç boyunu;
Kamçıdan duyduğum, tizi özledim.
Irmağın üstüne düşerdi sazak;
Ne kaban bilirdik, ne yünlü kazak.
Yırtık lastiklerle, kayardık kızak;
Donmuş paçadaki, buzu özledim.
Öküzden toplanan, top olur kıllar;
Büğelek tutunca, kaçardı mallar.
Peşinden giderdik, perişan hâllar;
Bağırda biriken, tuzu özledim.
Kuzu göleğinden, biz de gözünden;
Ortaktı suyumuz, sevda yüzünden.
Çıkmazdı küçükler, büyük sözünden;
Divana durduğum, pozu özledim.
Tarlada- bayırda, taşırdık şelek;
Bazen çocuklara, gülerdi felek.
Bostan tarlasından, çalardık kelek;
Irmakta çimdiğim, yazı özledim.
Irgatlık zamanı, dağda yatardık;
Ayak işlerini; hep biz tutardık.
Düvende öküze nodul atardık;
Harmanda savrulan, tozu özledim.
Harmanın sonunda, gelirdi neşe;
Dönerken dağlardan, toplardık meşe.
Ormancı görünce, vitesi beşe.
Takıp kaçtığımız, hızı özledim.
Ovaya inince, devran sürerdik;
Yufkanın içine, omaç dürerdik.
Üzüm koymak için, sepet örerdik;
Ilgın topladığım, sazı özledim.
Hoşuma giderdi, bayram gezmesi;
Güzün şirahnede üzüm ezmesi.
Kızınca anamın, dudak büzmesi;
Yılışıp yaptığım, nazı özledim.
Yüksekten salardık, uçardı kazlar;
Sinsin oyununu, izlerdi kızlar.
Vuslatî diyor ki, sol yanım sızlar;
O elma yanaklı, kızı özledim.
01.01.2008
Osman Öcal
Bırakıp gidince kalan iz olur
Mecalin tükense titrek diz olur
Murat dersin ayrılıklar tez olur
Seninle senli bizi özledim.........FATMA ARAS
Özlemleri yazmış bir bir dökerek
Osman Öcal gardaş keyif ekerek
İki kelam ettik sana bakarak
Nazireden kalan hazı özledim......KAZIM UZUN
Maziye saplanıp takıldı gözler,
Umutsuz kaldım bak coşmuyor sözler,
Yüreğin acısı beynimi közler,
Çok özledim seni elma yanaklım. ÜMÜT GÜNGÖR
Osman Öcal yazmış,eskiyi özler.
Unutulmuş eski deyişler,sözler.
Böyle yazılmazsa,şayet eskiler;
Nerden bilecekler,şimdi yeniler......Şükrü Topallar
Nicedir görmedim doğduğum yeri
Gurbet ele geldim silmedim teri
Pek çabuk söndü gözümün feri
Dostluktan dem vuran sazı özledim...BURHANETTİN AKDAĞ
Köyümde yaşadım güzel günleri,
Dimağda yaşatır, silmem dünleri,
Dönülmez geriye,yaşar anları,
Dilinden dökülen sözü özledim.........Türkan DİNÇER
Herşey az olurdu ama tatlıydı
Fakiri eşekli zengin atlıydı
Yün döşek sererdik yorgan katlıydı
Dam üstünde yattığım yazı özledim..........Mahir Başpınar
Geçip gitti artık hiç gelir sanma
Bir umut var sanıp boş yere kanma
Yaradana sığın asla usanma
Hakka kavuşacak ruzu özledim……Mehmet nalbant
Bir Yaz Yolculuğu Bağışla Hüzünlerine...
Canım arkadaşım,
Çocukluk anılarımın şahidi,
Sorumluluklar seni tutsak edeli,
Tüm izinlerin iptal edilmiş!
Üstelik ruhun intizarda..!
Bir aşk masalı dinlemeyeli kaç yıl geçmiş....
Çocukluğunun masalını saklayan çınar ağacı,
Aşkını neden saklamasın.!
Nisan yağmurlarının ayaklanışını izle,
Bir 'YAZ YOLCULUĞU' bağışla hüzünlerine,
Bağıramadıklarına,pişmanlıklarına,
Üşüyen çocukluğuna....
Korkma gülümsemekten!
Deli desinler,yanlış anlasınlar!
Aşıksın ya,mutlusun ya,yetmez mi!
İki kere ölmekten evladır delilik...
SENİ SEVİYORUM diyebilirsen bir sabah,
Yaşam şiirleşir bu kentin sokaklarında!
Lalezarlar çağırır seni bir gece yarısı...
Poyraz'ın, yağmura başkaldırısını saçlarında duy!
Gizemli dokunuşlarla yeniden doğur kendini,
dokun yüreğine,korkulara.........
Iskalanmış Ah'larına meydan oku!
Pencerene sığınmış damlaları öp!
Okuldan kaçan haylazlara rahmet okut!
Yasakları del.!
Ölüm yok sonunda,aşk var...
Aç gözlerini bahar yağıyor sokaklara....
aşk yağıyor....
Sen de öğren kelimelerin çaresizliğini,
Aşıkken 'ÇOK' kelimesinin neden 'AZ' geldiğini...
İbrahim Eroğlu
yöresel sözcükler:
mucuk:sivrisinek
göynek:ince kaputtan dikilen iç çamaşır
büğelek: büyükbaş hayvanları bahar mevsiminde ısırarak rahatsız eden böcek
küsküç:çiğdem, tülü kazmak için kullanılan ucu sivri sopa
tülü:yumrusu yenilen bir bitki
gölek:hayvan sulamak için küçük akarsuyun önü gerilerek yapılan havuz
göz:akarsuyun topraktan çıktığı yer
düven:arpa, buğday sapını ezmek için kullanılan tarım aleti
nodul:öküzleri uyarmak için kullanılan uzun sopanın ucundaki çivi
şirahne:pekmez yaparken üzümün suyunu ezerek çıkarmak için özel yapılmış havuz (şirehane)
sinsin:düğünlerde gece ateş çevresinde dönerek oynana bir oyun
kamçı:topacı döndürmede kullanılan ucuna bez parçası bağlanmış sopa
omaç:pekmez ya da eritilmiş yağ içine yufka doğranarak yapılmış yiyecek
Kayıt Tarihi : 1.1.2008 03:36:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Köyde çocukluk ve ilk gençlik hayatımızdan bir kesit.
![Osman Öcal](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/01/01/h-elma-yanakli-kizi-ozledim.jpg)
Geçmişe yolculuk edeyim dedim;
Bırakıp geldiğim, izi özledim.
Ne hatıralar var, dönüp bakınca;
Mazimde kalanlar, sizi özledim.
Azcık anlatayım, dinleyin sizler;
Acı, tatlı neyse, silinmez izler.
Şöyle bir dönemi, yaşadık bizler;
Dönüşü olmayan, bizi özledim.....
antolojide okuduğum ender şiirlerden biri bu şiir
üstad..dört dörtlük dörtlükler gıpta ile okudum. pastorel türün en güzel örneği bir şiir..yazan yüreğe sağlık dilerim. kaleminiz dert görmesin değerli dost can ı gönülden kutlarım bu muhteşem şiiri...mehmet nalbant
Geçmişe yolculuk edeyim dedim;
Bırakıp geldiğim, izi özledim.
Ne hatıralar var, dönüp bakınca;
Mazimde kalanlar, sizi özledim.
Azcık anlatayım, dinleyin sizler;
Acı, tatlı neyse, silinmez izler.
Şöyle bir dönemi, yaşadık bizler;
Dönüşü olmayan, bizi özledim.
Farklılık gösterir çok şeyin adı;
Şehirde kaz olur, köydeki badı.
Yaşarsan başkadır, hayatın tadı;
Her mevsim kavrulan, yüzü özledim.
Bahar mevsiminde, coşar dereler;
Ağıla girdin mi, yerdi pireler;
İllallah çekerdik, çoğu kereler;
Mucuktan duyduğum, vızı özledim.
Tüterdi ocaklar, kürekte közden;
Büyükten alırdık, öğüdü özden.
Don- göynek giyerdik, kaputsu bezden;
Anam elindeki, uzu özledim.
Yeni ad şömine, eskisi baca;
Yığarsın kütüğü, oy koca koca.
Olmazsa tezeği, edersin boca;
Uzaktan ısıtan, közü özledim.
Horozlu şekere, deri yolardık;
Kayısı ağacından, sakız yalardık.
Çiğdeme küskücü, yaman salardık;
Tülüye gittiğim, bozu özledim.
Okul sıcak yuva, zibilin tersi;
Grup çalışmasıyla, yapardık dersi.
Ne minnet ederdik, ne boku mersi;
Çoğa doyamadım, azı özledim.
En meşhur oyundu, kaçak oyunu;
Islatıp içerdik, karın suyunu.
Dört parmak tutardık, topaç boyunu;
Kamçıdan duyduğum, tizi özledim.
Irmağın üstüne düşerdi sazak;
Ne kaban bilirdik, ne yünlü kazak.
Yırtık lastiklerle, kayardık kızak;
Donmuş paçadaki, buzu özledim.
Öküzden toplanan, top olur kıllar;
Büğelek tutunca, kaçardı mallar.
Peşinden giderdik, perişan hâllar;
Bağırda biriken, tuzu özledim.
Kuzu göleğinden, biz de gözünden;
Ortaktı suyumuz, sevda yüzünden.
Çıkmazdı küçükler, büyük sözünden;
Divana durduğum, pozu özledim.
Tarlada- bayırda, taşırdık şelek;
Bazen çocuklara, gülerdi felek.
Bostan tarlasından, çalardık kelek;
Irmakta çimdiğim, yazı özledim.
Irgatlık zamanı, dağda yatardık;
Ayak işlerini; hep biz tutardık.
Düvende öküze nodul atardık;
Harmanda savrulan, tozu özledim.
Harmanın sonunda, gelirdi neşe;
Dönerken dağlardan, toplardık meşe.
Ormancı görünce, vitesi beşe.
Takıp kaçtığımız, hızı özledim.
Ovaya inince, devran sürerdik;
Yufkanın içine, omaç dürerdik.
Üzüm koymak için, sepet örerdik;
Ilgın topladığım, sazı özledim.
Hoşuma giderdi, bayram gezmesi;
Güzün şirahnede üzüm ezmesi.
Kızınca anamın, dudak büzmesi;
Yılışıp yaptığım, nazı özledim.
Yüksekten salardık, uçardı kazlar;
Sinsin oyununu, izlerdi kızlar.
Onca yıl geçse de, sol yanım sızlar;
O elma yanaklı, kızı özledim.
01.01.2008
Osman Öcal
Bahar mevsiminde, coşar dereler;
Ağıla girdin mi, yerdi pireler;
İllallah çekerdik, çoğu kereler;
Mucuktan duyduğum, vızı özledim. '
ÇOK ZARİF BİR NÜANS, HAYVAN OTLATIRDIK O GÜNLERİ İNAN ÇOK ÇOK AYRINTILI OLARAK ANIMSADIM...MICUKLAR VIZ VIZ O ZAMAN MÜCADELE EDERDİK ŞİMDİ SAHİDEN ÖZLEDİK...SELAM DİK DURUŞLU ŞAİRİMİZE....
Tam puan
Islatıp içerdik, karın suyunu.
Dört parmak tutardık, topaç boyunu;
Kamçıdan duyduğum, tizi özledim.
Çok güzel keyifle aynı tadı alarak okudum, aynısını değilsede bir benzerini yaşadım bir çok anı canlandı gözümde reşadiyedeki çocukluğumu gittim güzelin güzeli anlatım gönlünüze sağlık sevgilerr
TÜM YORUMLAR (36)