Gönül bahçesine gül tohumu ekenlerin,
akıl tezgâhından muhabbet kokuları yayılıp,
vicdan mektebinden çevreye hak ve adalet dağılır.
Muhabbet ve adaletten mahrum mahlûklara,
alçakların karakteri olan zulüm, hile, şek ve şüphe yakışır.
Zayıfın hakkına,
arkası güçlü olsa da, yüreği zayıflar el uzatır.
Aslanlar ve aslan yürekliler,
başkalarının artığına tenezzül etmezler.
Başkasının kabından yemeye alışık satılmış ruhlar,
namusu ile kazanıp, şerefi ile yemeyi bilmeyen, beceremeyen zavallılardır.
Bir şeyin gerçeğine talip olanlar, sahtesine tenezzül etmezler.
Marifet ehli,
hakiki ile sahteyi bir birinden tefrik edendir.
Herkes malına makamına göre itibar ve muamele görür,
malı sahte, makamı gasp olanların, adalet divanında vaziyeti ne olur.
Gönlünü dünyaya kaptırıp, ahireti unutanlar ile
önüne gelene aşık olup, Allah’tan yüz çevirenlerin hali,
ALİ DİVANDA GÖRÜLMEYE DEĞER.
Kayıt Tarihi : 11.1.2012 23:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Hem, gayet kıymettar ve şâhâne taamlar,
kaplar, murassâ nişanlar, müzeyyen
elbiseler, muhteşem ziyâfetler vardır.
Bak, senin gibi sersemlerden başka
herkes vazifesine gayet dikkat eder,
kimse zerrece haddinden tecavüz etmez.
En büyük şahıs, en büyük bir itaatle,
mütevâziâne bir havf ve heybet altında
hizmet eder. Demek, şu saltanat sahibinin
pek büyük bir keremi, pek geniş bir
merhameti var; hem, pek büyük izzeti,
pek celâlli bir haysiyeti, nâmusu vardır.
Halbuki, kerem ise in’âm etmek ister,
merhamet ise ihsansız olamaz, izzet ise
gayret ister, haysiyet ve nâmus ise
edebsizlerin tedibini ister. Halbuki,
şu memlekette o merhamet, o nâmusa lâyık
binden biri yapılmıyor; zâlim izzetinde,
mazlum zilletinde kalıp, buradan göçüp
gidiyorlar. Demek bir mahkeme-i kübrâya
bırakılıyor. D E N İ L M İ Ş T İ R .
Muhabbetle selamlarım.
Bedri Tahir Adaklı
TÜM YORUMLAR (7)