h.d 043 GEÇLİK Şiiri - Necdet Erem

Gençlik çağı,
din ve dünya işlerinde başarılı olacağın ve olman gereken,
ideallerini hayata hâkim kılman adına müsait olduğun, ömrün güçlü ve heyecanlı zamanıdır.

Kazanacağın şeyin kıymeti,
kazanma adına kullanacağın güç ve sarf ettiğin emek nispetinde olup;

engellerin, rakiplerin ve düşmanların da o denli zorlu ve çetin olacaktır.

Onları yenmek için rakip ve düşmanlarını doğru tanıman,
Aklı, zeka, güç ve imkânlarını yerli yerince kullanman gerekmez mi?

Dost ve düşmanını tanımayan ihanete,
güç ve imkânını doğru kullanmayan mağlubiyete uğramaktan kurtulamaz.

Ölüm veya her hangi bir sebep ile terk veya kaybedeceğini bilmene rağmen,
hayali ile yaşadığın dünya mal ve makamını, yaşadığın süre içinde kazanma imkânın olabilir.

Amma Allah’ın rızasını kaybetmiş bir şekilde ölürsen! ..

Ömrün boyunca önemini idrakten uzak yaşadığın
bu büyük kaybın telafisi için cehennemde çok yanman gerekebilir.

Cehennemde yanmayı dil ile ifade etmek kolay olsa da.

Hakikat-i hal hiçte hafife alınacak gibi değildir.
Yanmayanlar yanmanın ne olduğunu nerden bilecekler?

Cehennemin dehşetini azda olsa anlamak istersen,
parmağını yanan bir mumun titreyen zayıf alevine,
yanık et kokusu duyuncaya kadar tutarak dene.

Seni yoktan var eden,
rahmet, merhamet, inayet ve nimetleri ile dünya misafirhanesinde ağırlayan,
Rabbinin emir ve yasaklarını hafife almanın karşılığında tehdit edildiğin cehennem azabının şakaya gelmeyecek ciddiyetini azda olsa anlayacaksın.

Dün öldü.
Yarın varmı?
Gençliğine güvenme, her ÖLEN ihtiyarmı?

Şu yazıyı okumakta olduğun an içinde,
dünyada HER YAŞTAN ama her yaştan,
yüz binlerce insan ecel şerbetini içmekte olup;

sende hiç ummadığın, hiç beklemediğin, bitirmen gereken önemli işlerinin,
gerçekleştirmek istediğini birçok emellerinin olmasına rağmen hayat mumun Azrail tarafından üflenerek söndürülecek.

Farkına varmadan hafıza bantlarına kaydetmiş olduğun
tarihçe-i hayatının hesabını vermek üzere adil olan Allah’ın huzuruna çıkarılacaksın.

Hesaba çekilmeden
nefsini hesaba çekmen gerektiğini HİÇ DÜŞÜNDÜNMÜ?