İnsanın üzerinde var olup yaşadığı dünyası,
evrene nispetle sonsuz ve sınırsız bir çölde, küçük bir kum tanesi kadar yer kaplamıyor olabilir.
Amma görüyoruz ki,
O SONSUZ, SINIRSIZ SANDIĞIMIZ EVREN,
fiziği itibariyle varlığından bahsetmenin gülünç olduğu insanın,
hayal ve hafıza dünyasında bir kum tanesi kadar yer işgal etmiyor.
Ne kadar manidar.
Değilmi?
İnsan Allah’ın sanatlarını öğrettiği,
Sıfat-ı Süphaniyesi ile donattığı,
kâinata sığmam amma mümin kulumun kalbine sığarım, dediği mahluk-i asil.
Böylesine asil bir mahlûkun,
kainata denk olduğunu iddia edenler,
acaba hadlerin aşıp insanı fazlamı büyütüyorlar?
Yoksa insan hilkatinin hikmetindeki büyüklüğü görüp bir hakkımı teslim ediyorlar?
Necdet EremKayıt Tarihi : 13.4.2011 14:26:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İnsanlar çok büyüyerek
güneşi bir portakal gibi
eline alacak olsa, dünya;
o büyüklüğe göre iki mm.
küçüklükte, 11 metre 75 cm.
uzağında kalırmış, Rabb'im için
büyük küçük-az ve çok fark etmez.
İteat sırrına göre bir kişiye bir kumandanın
marş emri bir tabura aynı marş emriyle
harakete geçirmesi gibi, az çok fark etmez.
muvazene sırrında olduğu gibi, hassas bir
terazide iki kefesinde iki dağ dengede olsa
bir çevizle dengeyi bozmak, iki yumurtanın
iki kefede yine bir cevizle dengeyi bozması
az çok far etmemesi gibi, TEŞEKKÜRLER
VE TEBRİKLER Sayın EREM.. Saygılar..
Bedri Tahir Adaklı
ifadeler şiiri okurken su gibi
takıntısız pürüzsüz satır geçişleri
mükemmel
finişe yaklaştıkca heyecanı artıran
bir paylaşım olmuş
kutlarım şair yüreğini
salim erben
TÜM YORUMLAR (2)