h.d 016 SANAT VE SANATKAR

Sanat eserleri,
lisanları olmadığından,
sanatkârlarını dil ile ilan ve ifade edemeseler de! ..

Üzerlerinde yansıyan sanat ile
sanatkarlarının varlığına şehadet ederler..

Sanat varsa!
Sanatkârın varlığı hakkında şüpheye mahal yoktur.

Akıl, ilim ve irade ile teçhiz edilmiş bir sanat eserinin,
sanatkârını inkâr arzusu, varlık amacına hizmet etmedeki isteksizlik ve tembelliğinden kaynaklanan isyan, itiraz ve hezeyandan başka bir şey değildir.

Bu da ancak akıl ve iradesi ile,
iman ve inkâr, itaat ve isyan, muhabbet ve adavet ile imtihan için yaratılıp donatılmış olan insana has, özel bir konum ve durumdur.

Akıl, ilim ve iradesi olamayan sanat eserleri,
hal dilleri ile sanatkârlarını tasdik ve ilan ederlerken;

Allah’ın yarattıklarını takliden yapabilme imkanına sahip yaratılmış ve donatılmış;

sanat icra etme yeteneği verilen,
sanatı ve sanatkârı en üst düzeyde idrak imkânına sahip insanların bir kısmının;

yaratıcılarına karşı varlık nedenleri olan vazifelerinin eda ve icrasındaki tembellik,

yaşamlarını yaşanmaya değer kılan anlam ve amacı,
inkâr yolunu tercih etmelerine sebep olmaktadır.

Ebedi saadeti, cennet ve Rüyeti Cemalullah’ı kazanmaya odaklı yaratılmış olduğu his ve duygularını, basit ve basitleştirici, fani şeyler uğrunda yok edip kazanma kuşağında kaybetmişlerdir.

Ey cehli ilim zan eden zavallı! ..
Kainat kitabında sergilenen sanat eserlerini seyrettiğin beden binandaki ruh penceren olan gözün sanatsız mı ki,

gördüğün bunca sanat harikalarını tesadüfe havale etme cehaletini ilim diye okuyor ve okutmaya çalışıyorsun.

Hemcinsin olarak ben,
senin bu anlamsız iddiadan utanıyorum.
Sen ne zaman utanıp bu saçmalıklardan vazgeçeceksin?