CENNET
Uykuya dalınca sayıklar beni;
Ayıkken mor ışık yaymadı Cennet.
Horanta içinden ayıklar beni;
Bir ömür kocadan saymadı Cennet.
Yumuşlar hazırdı işten gelince;
Neler demezdi ki kendi dilince.
Akardı gözlerim sevgi selince;
Acıyan kalbimi duymadı Cennet.
Ne sevgi gösterdi ne aldı benden;
Geride bırakıp yürüdü önden.
Dönmedi geriye her geçen günden;
Başını koluma koymadı Cennet.
Hoş gördü ‘deli’yi kendi sanında;
Hatır gönül yoktu sohbet anında.
Hep yerilip durdum elin yanında;
Evlilik ahdine uymadı Cennet.
Eğerdi ömrümü, sardım yumağı;
Çeyrek yufka idi cennet sunağı.
Hem aşçısı oldum hem de yamağı;
Mutfakta bir soğan soymadı Cennet.
Hemi savcım oldu hemi de kadı;
Almadım dünyadan zevk ile tadı.
Aldığım her gülde yazardı adı;
Bir kere vazoya koymadı Cennet.
Ne bırakıp gitti ne boşsun dedi;
Nispetçim kesildi evdeki kedi.
Aldırdı kuzuyu onunla yedi;
Razıydım gözüme, oymadı Cennet.
Ağardı saçları gözleri kömür;
Hazan mevsimine dayandı ömür.
Emperyal yaşadı sömür ha sömür;
Sermayem bitti de doymadı Cennet.
Yedikçe şişti ya güçsüz dizleri;
Sallandı aşağı tombul yüzleri.
Perişan eyledi Cennet bizleri;
Verilen diyete uymadı Cennet.
Ne ciğeri kaldı ne de midesi;
Çiçek açtığında sultan iğdesi.
Sırayı beklerken ömrü vadesi;
Ağzına bir lokma koymadı Cennet.
Beden tökezlerken kalbim uyandı;
Vuslatî cemalim küle boyandı.
Bir an geldi ecel, cana dayandı;
Öptüm gözlerinden, aymadı Cennet.
26.07.2007
O.ÖCAL
Ne güzel duraktır sabır durağı,
Sabırki, Cennete yolcu Burağı,
Nasip etmiş size Cennet çerağı;
Ahiri nimetmiş, duymadı Cennet! ! ! ...........ozanilo-ilhami erdoğan
Kayıt Tarihi : 27.7.2007 19:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, gerçek bir aile hayatının özetle anlatımıdır...
CENNET
Uykuya dalınca sayıklar beni;
Ayıkken mor ışık yaymadı Cennet.
Horanta içinden ayıklar beni;
Bir ömür kocadan saymadı Cennet.
Yumuşlar hazırdı işten gelince;
Neler demezdi ki kendi dilince.
Akardı gözlerim sevgi selince;
Acıyan kalbimi duymadı Cennet.
Ne sevgi gösterdi ne aldı benden;
Geride bırakıp yürüdü önden.
Dönmedi geriye her geçen günden;
Başını koluma koymadı Cennet.
Hoş gördü ‘deli’yi kendi sanında;
Hatır gönül yoktu sohbet anında.
Hep yerilip durdum elin yanında;
Evlilik ahdine uymadı Cennet.
Eğerdi ömrümü, sardım yumağı;
Çeyrek yufka idi cennet sunağı.
Hem aşçısı oldum hem de yamağı;
Mutfakta bir soğan soymadı Cennet.
Hemi savcım oldu hemi de kadı;
Almadım dünyadan zevk ile tadı.
Aldığım her gülde yazardı adı;
Bir kere vazoya koymadı Cennet.
Ne bırakıp gitti ne boşsun dedi;
Nispetçim kesildi evdeki kedi.
Aldırdı kuzuyu onunla yedi;
Razıydım gözüme, oymadı Cennet.
Ağardı saçları gözleri kömür;
Hazan mevsimine dayandı ömür.
Emperyal yaşadı sömür ha sömür;
Sermayem bitti de doymadı Cennet.
Yedikçe şişti ya güçsüz dizleri;
Sallandı aşağı tombul yüzleri.
Perişan eyledi Cennet bizleri;
Verilen diyete uymadı Cennet.
Ne ciğeri kaldı ne de midesi;
Çiçek açtığında sultan iğdesi.
Sırayı beklerken ömrü vadesi;
Ağzına bir lokma koymadı Cennet.
Beden tökezlerken kalbim uyandı;
Değişti cemalim küle boyandı.
Bir an geldi ecel, cana dayandı;
Öptüm gözlerinden, aymadı Cennet.
26.07.2007
O.ÖCAL
Ne güzel duraktır sabır durağı,
Sabırki, Cennete yolcu Burağı,
Nasip etmiş size Cennet çerağı;
Ahiri nimetmiş, duymadı Cennet! ! ! ...........ozanilo-ilhami erdoğan
Osman Öcal
*************
Çok güzel bir anlatım .. teşekkürler . yüreğin susmasın can .. kutluyorum .. tam puan selam ve dua ile :)
TÜM YORUMLAR (33)