Buz Dağında Isıtır Kardelense Yar Beni
Sevda yüklü gemiler sarmaz oldu rıhtımı,
Yıktı sarhoş dalgalar gönlündeki tahtımı,
Her mevsim kızıl kanar hançerlersin bahtımı.
……….Ya gelmemi bekleme ya sineye sar beni,
……….Buz dağında ısıtır kardelense yar beni.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Can-ı gönülden tam puanla tebrikler ve listemde. Yüreğiniz dert görmesin, kaleminizden mürekkep eksilmesin Sayın Öcal.
Başarınızı ve şiirinizi kutluyorum.
Kardelenlar saflığı,güzelliği ve vefayı temsil eder.
Güzel ve akıcı bir şiir.
İlhamınız daim olsun.
Saygılarımla.
Şarkı tadında bır şiir osman bey kutluyorum selam ve sevgılerımle
selami
GÜZEL BİR ŞARKI VEYA UZUN HAVA TADINDA KALEMİN VE YÜREĞİN DERT GÖRMESİN. SAYGILAR .PAYLAŞIMIN İÇİN TEŞEKKÜRLER
EROL SAGUN.
Sırdaş oldum cefaya yolumu bağlayınca,
Yıldızları koklarım geceler ağlayınca,
Kâr mı eder düşlerin hüzünler çağlayınca?
……….Ya gülmemi bekleme ya sineye sar beni,
……….Buz dağında ısıtır kardelense yar beni.
DEĞERLİ OSMAN BEY BU GÜZEL VE DE MUHTEŞEM ÇALIŞMANIZI TEBRİK EDERİM SAYGI VE SELAMLARIMLA
Güzel şiirinin hiç bir kıtasını bölmeye gönlüm el vermedi dost. Tam puanım la listemde..
Kutluyorum selam, sevgi ve dualarımla..
OF OF OF !
BU NE BE KARDEŞİM:-))
TEBRİKLER
E
B
R
İ
K
L
E
R
BİR DAHA TEBRİKLER.
SELAM VE DUA İLE.
Sırdaş oldum cefaya yolumu bağlayınca,
Yıldızları koklarım geceler ağlayınca,
Kâr mı eder düşlerin hüzünler çağlayınca?
……….Ya gülmemi bekleme ya sineye sar beni,
……….Buz dağında ısıtır kardelense yar beni.
Türkü tadında mükemmel bir şiir okudum tebrik ederim tam puan selamlarımla...
Bu şiiri okuyup da bitirdiğim an büyük usta Sait Faik'in bir öyküsü aklıma geldi.Günü yaşamanın doğallığıyla yalnızlığı algılıyayan iç ses ''Milyonluk şehirlerde de yaşasa,insanoğlunun yalnızlık,kendi içine çekilme,sinme günleri doludur.''şeklinde anlatıyordu yalnızlığı.
Bu sözün hüzünlü yanı o kadar baskın ki...
Şiirde de böyle bir ruh halini gördüm.Yalnızlığın ayırdına varmak ve onunla yaşamak öylesine zordur işte.
Şair:
''Sevda yüklü gemiler sarmaz oldu rıhtımı,
Yıktı sarhoş dalgalar gönlündeki tahtımı,
....''
derken aynı psikolojik durumda değil midir?
Şiirdeki söz ve söyleyiş uyumunu çok beğendim.
Diğer arkadaşlarımın da vurguladığı gibi güfte niteliği çok yetkin olan bu çalışmanın nitelikli bir bestekarın hünerli çabalarıyla,iddialı bir formda şarkıya dönüşmesini isterim.
Şiirin melodik yapısıyla''Baki kalan hoş sada''dan biri olması dileğiyle.
Sayın Dostum Osman ÖCAL Bey'i tebrik ediyorum.
Saygı ve selamlarımla
Aklaştı kırçıl kırçıl başımda siyahlarım,
Gündüzüm dertli çeşme kanarak sabahlarım,
Damlıyor duman duman gözyaşımla ahlarım.
……….Ya silmemi bekleme ya sineye sar beni,
……….Buz dağında ısıtır kardelense yar beni.
Kurşun akmış sevdaya ömür aya yaslanır,
Vur yüreği çözülsün kelepçeler paslanır,
Gül de diksen üstüne mezar taşım ıslanır.
……….Ya kalmamı bekleme ya sineye sar beni,
……….Buz dağında ısıtır kardelense yar beni.
HOCAM MÜKEMMEL ŞİİRİ VE YÜREĞİNİZİ TÜM KALBİMLE KUTLUYORUM. SELAM VE SAYGILARIMLA...
Bu şiir ile ilgili 46 tane yorum bulunmakta