Buruktur Aynalar
Ömür çizgisinin şahı dağlardı,
Göçerdik yaylaya koyun kuzuyla.
Gözelerden soğuk suyu çağlardı,
Dolardık bakracı Yörük kızıyla.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Ağardı saçlarım döküldü dişim,
Ömür kocasa da tazedir düşüm,
Dört duvar arası sürer çöküşüm,
Buruktur aynalar inler tozuyla.
FİNAL GEÇMİŞE ÖZLEMİN HÜÜZN RENGİNE BÜRÜNMÜŞ...
ANLATIM YAŞATTI...
SEVGİLER...
Eski şeyler unutulmuyor unutulmayacak.. Hep böyle şiirlerde destanlarda söylenegelecek. Hakediyorlar doğrusu.. Bakalım bizden sonra neler olacak? Yüreğinize sağlık..
Ömür çizgisinin şahı dağlardı,
Göçerdik yaylaya koyun kuzuyla.
Gözelerden soğuk suyu çağlardı,
Dolardık bakracı Yörük kızıyla. ---YAŞAM ÇİZGİSİNE KALEMİYLE İNCE BİR AYAR VEREN ŞAİR DOSTUMU KUTLUYORUM SAYGILARIMLA
'Çelişkilerle dolu hayatın özünde çile de vardır, hüzün de, sevgi ve aşk da..Adil olmayan paylaşımlarla birlikte hakkaniyette vardır. Karşılığı olan beklentiler kadar karşılıksız olanlar da..Hayat her insana aynı ölçüde sunmaz olanaklarını ya da; hayatın olanaklarından yararlanabilmeyi her insan başaramaz. şiirde bunlardan hemen herşey var görebilene, hayat var , başarı var. tam puanımla selamlıyorum.
cok guzel hocam kutluyorum sızı selam ve dualarımla
selami
Desende görürdük aşkı ilimi,
Sabırla dokurduk Yörük kilimi,
Sormayınız bana köyü elimi,
Dağlar mekân idi gönül hazıyla,
Mükemmel bir çalışma, muhteşem bir anlatım, kaleminiz daim olsun hocam, ellerinize sağlık, tam puan. Saygılarımla.- Berkay Kur.
buruktur aynalar halk şiirinin kendine has edasını en güzel şekilde aksettiren çok başarılı bir çalışma olmuş... keyifle okudum... saygılar...
Sürünün yoldaşı çobanın iti,
Köpük köpük durur sağardık sütü,
Yaylada yapılan olur mu kötü?
Süt peynir olunca işin hızıyla.
Dürerdik yufkaya taze kaymağı,
Havası, güneşi sağlık kaynağı,
Sarardı dönüşte telaş oymağı,
Çırpınır sevdalar iniş pozuyla.
Ağardı saçlarım döküldü dişim,
Ömür kocasa da tazedir düşüm,
Dört duvar arası sürer çöküşüm,
Buruktur aynalar inler tozuyla.
HEM NE BUYRUK...HARİKAYDI...SAYGILAR
Sevgili Öcal
MUHEŞEM bir 6+5. USTALIĞINIZ TARTIŞILAMAZ.
Dürerdik yufkaya taze kaymağı,
Havası, güneşi sağlık kaynağı,
Sarardı dönüşte telaş oymağı,
Çırpınır sevdalar iniş pozuyla.
Çocukluğumu hatırladım. Yufka ekmek ve kaymak ama hası. Köyden geleni.
Dudaklarınızdan tebessüm, gönlünüzden ilham, artsın eksilmesin.
Sevgiler...
Âlimoğlu
Gece olur muhabbetler başlardı...........Biri diğerini lafla taşlardı...........Nineler kazanda mısır haşlardı...........Gürlemiş etaşin kızgın közüyle.............sevgili Öcal yüreğine sağlık şiirini okuyunca bizde malesef biraz eskilere gittik.......Saygı ve muhabbetlerimle
Bu şiir ile ilgili 54 tane yorum bulunmakta